Bir ülkenin güvenilir olması gereken kurumları birimleri vardır. Bunlardan biriside diyanet işleri başkanlığı kurumudur. Atatürk taa o yıllarda dinimizdeki yanlış, hatalı, kurana peygambere uymayan inanışları önlemek için Diyanet İşlerini Başkanlığını kurmuştur ki dinimizin insanlarımıza doğru olarak öğretilsin. İnsanlarımızın takıldığı soruların doğru yanıtlarını açıklayarak insanlarımıza yardımcı olsun.

Ama bizim diyanet işleri başkanlığı hurafelere yer vermekte. Adalete, cumhuriyete, Atatürk'e elinden gelen karalamalarla uğraşmaktadır. İnsanlarımızın çoğu namaz kılarken neler yapacağımızı, sureleri ve namazın şartlarını bilmeden birilerinin yalan yanlış bilgileriyle anlattıklarını din olarak kabul etmekte. Küçük yaşta evlenmelerle, olur olmaz yanlışlarla uğraşmaktadır.

Atatürk diyanet işleri başkanlığını kurarak doğru bilgilerin, yapılan hataların giderilmesi için örnek olsun ve dayanılacak bir kurum olarak kurmuştur bu kurumu.

Bizler yetkii yetkisiz insanların safsatalarıyla uğraşmak zorunda kalıyoruz.

Bu söylediklerimizi kafirler, din düşmanları olarak adlandırarak kendilerinden soğutmaktadırlar.

Bunlar Atatürkü anmamak, kötülemek için tarihi saptırmaktan bile çekinmiyorlar.

Atatürkün hutbelerde adının anılmasını yasakladığını iddia etmişlerdir. Ama bu doğru değildir.

Bu kendilerini haklı çıkarmak için uydurdukları yalanlardan birisidir.

Aslında Atatürk halifenin adının anılmasını yasaklamıştı.

Ayrıca kendilerinden doruları bilenler bile ülkesine yaralı kişilere dua edilmelidir demektedirler.

İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz son dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa ve gerçeklere uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsaydı bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı haktır demiştir. Efendiler camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler aypılması gerektiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini anlamak için yapılmıştır. O ülkesinin insanlarını daima doğrulara, ilime fene ve kuranın ilkelerine göre yetişmelerini ve bu özellikleri benimseyerek gelecek kuşaklara doğru olarak aktarılmasını sağlamaya çalışmıştır. Geçmişlerimizi, karalayarak onları anmaktan çekinerek bir yere varamayız.

Başta dinimizin gelişmesi, korunması ve doğru olarak öğrenilip uygulanması bu konuda yetkili olan diyanet işleri başkanlığının görevidir. Biz olmasını ler böyle bilip güvenerek bakmak istiyoruz.Allah hepimize sağlık ve doru düşünenlerde eylesin.