Deprem gerçeği

Abone Ol

Elazığ depremi şu gerçeği bir kez daha ortaya koydu:

Deprem değil, bina öldürüyor.

Depremi inceleyen uzmanlar Elazığ ve Malatya’daki depremde hayatını kaybedenlerin dayanıksız binaların yıkılması sonucunda aramızdan ayrıldığı konusunda aynı noktada görüş birliğinde bulunuyor. Yapılan açıklamalarda da “Türkiye bir deprem bölgesi. Çürük ve dayanıksız binalardan bir an önce kurtulmalıyız” deniliyor.

“Deprem Dede “olarak tanıdığımız rahmetle Ahmet Mete Işıkara, sürekli olarak deprem uyarılarında bulunur ve “Depremden korkmayın, çürük binalardan korkun. Deprem değil, bina öldürür” uyarısında bulunurdu.

Işıkara yaşamı boyunca deprem konusunda açıklamalarda bulunan ve özellikle çürük binaların, depreme dayanıksız binaların tehlikelerinden söz ederdi. Depremden nasıl korunmamız gerektiği konularında da ışık tutardı.

Bu nedenle uzmanlar sürekli olarak depreme dayanıklı binaların şart olduğunu, zarar gören binaların da güçlendirilmesi gerektiğini hep söylediler. Bugün de bu söylemler devam ediyor, uyarı üzerine uyarı geliyor.

Elazığ depreminde hayatını yitirenler dikkat edilecek olursa çürük, dayanıksız ve zayıf binaların yıkılması nedeni ile aramızdan ayrıldılar.

Bu durum 7 şiddeti üzerinde deprem beklenen İstanbul’daki sıkıntılı binaları yeniden güne taşıdı.

Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan ve ilk belirlemelere göre 22 kişinin öldüğü deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu fay hattı üzerinde olan Türkiye'nin deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha anımsattı.

Şimdi sizlere bugüne kadar yaşadığımız ve 100 yıl içinde 80 bin kişinin hayatını yitirdiği depremlerden bir derlemeyi sunuyoruz:

Son yüzyılda Anadolu coğrafyasında, Elazığ’da meydana gelen, Kandilli Rasathanesine göre 6,8 AFAD'a göre ise 6,6 büyüklüğünde olan depremden daha büyük 29 deprem tespit edildi.

Bunlar arasında en büyük aletsel büyüklüğe sahip olanı, 26 Aralık 1939’daki Erzincan depremiydi.

Resmi rakamlara göre, Erzincan depreminde 116 bin 780 bina hasar görürken 32 bin 962 kişi hayatını yitirdi. Bu deprem, 20. Yüzyıl’da en büyük can kaybına neden olan dördüncü deprem olarak kayıtlara geçti.

Ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar büyük depremlere neden oluyor

Son yüzyılda 6,6 büyüklüğünden daha büyük diğer depremler ise şu şekilde:

1924 Erzincan Pasinler (6,9), 1926 Antalya Finike (6,9), 1928 İzmir Torbalı (7,0), 1930, Hakkari (7,2), 1939 İzmir Dikili (7,1), 1939 Erzincan (7,9), 1942 Tokat Niksar (7,0), 1943 Adapazarı (6,6), 1943 Kastamonu Tosya (7,2), 1944 Bolu Gerede (7,2), 1944 Balıkesir Ayvalık (7,0), 1949 İzmir (7,0), 1949 Elazığ Karlıova (7,0), 1951 Çankırı Kurşunlu (6,9), 1953 Yenice Gönen (7,4), 1955 Aydın Söke (7,0), 1957 Muğla Fethiye (7,1) 1957 Bolu (7,1), 1964 Balıkesir Manyas (7,0), 1966 Muş Varto (6,9), 1967 Adapazarı (7,2), 1970 Kütahya Gediz (7,2), 1975 Lice (6,9), 1976 Çaldıran (7,2), 1983 Erzurum-Kars (6,8), 1988 Kars (6,9) 1998 Erzincan-Tunceli (6,8), 1999 Kocaeli Gölcük (7,4), 1999 Düzce (7,2).

Bu büyük depremlerin de ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığı görülüyor.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı Sismoloji Şube Müdürlüğü’nün istatistiki çalışmaları dikkate alındığında son yüzyılda meydana gelen depremlerde toplam can kaybı 81 bin 611 oldu.

Son yüzyılda on deprem, binden fazla ölümle sonuçlandı. En fazla can kaybının yaşandığı depremse, resmi rakamlara göre 17 bin 408 kişinin hayatını kaybettiği 1999'daki Gölcük depremi oldu.

1930 Hakkari depreminde 2514 (3000 ağır hasarlı bina), 1934 Niksar depreminde 3000 (32 bin ağır hasarlı bina), 1944 Bolu Gerede depreminde 3959 (20,865 ağır hasarlı bina), 1966 Varto depreminde 4394 (20 bin ağır hasarlı bina), 1970 Gediz depreminde 1086 (9452 ağır hasarlı bina), 1975 Lice depreminde 2385 (8149 ağır hasarlı bina), 1976 Çaldıran depreminde 3840 (9552 ağır hasarlı bina), 1983 Erzincan depreminde 1155 (3241 ağır hasarlı bina) ve 1999 Gölcük depreminde 17 bin 408 kişi (66 bin 441 ağır hasarlı bina) hayatını kaybetti.