Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, '2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu: (1)

- 'Hem bilimdeki güncel gelişmeleri anbean takip etmek, bunları özümsemek ve içselleştirmek, hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceğimizi inşa etmek zorundayız' - 'Bilgiye giden yolları yalnızca aklımızla değil sezgimizle, kalbimizle, vicdan ve merhametimizle inşa edeceğiz. Aksi takdirde bilime, patenti bize ait, yani, orijinal katkılar yapamayız'

Abone Ol

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Hem bilimdeki güncel gelişmeleri anbean takip etmek, bunları özümsemek ve içselleştirmek, hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceğimizi inşa etmek zorundayız.' dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen '2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, başarılarıyla temayüz etmiş ilim erbabına ödüllerini takdim edecekleri kıymetli programın, ülke, millet ve bilim camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Haziran'da ebediyete uğurladıkları Prof. Dr. Gazi Yaşargil'i ve Türkiye Bilimler Akademisi'ne emek vermiş fakat bugün aralarında olmayan tüm bilim insanlarını rahmetle yad etti.

Aday gösterilen çalışmaların incelenmesi, değerlendirilmesi ve ödül sahiplerinin belirlenmesinde yoğun emek harcayan hakemlere, komitelere ve akademi konseyine teşekkür eden Erdoğan, TÜBA Ödülleri kapsamında bu sene, birbirinden kıymetli 38 bilim insanına ödül ve beratlarını tevcih edeceklerini söyledi.

TÜBİTAK Bilim ve Teşvik Ödülleri'ni ise 8 farklı üniversiteden 11 hocaya takdim ettiklerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Elektro-kimyadan katı cisimler mekaniğine, deneysel psikolojiden RNA biyolojisine, diş hekimliğinden nöroloji, tarih ve felsefeye, çok geniş bir yelpazede eser veren hocalarımızı başarılarından ötürü tebrik ediyorum. Uluslararası Akademi Ödüllerimizi, Sağlık ve Yaşam Bilimleri kategorisinde iki önemli isme veriyoruz. Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimizi, Eczacılık Özel Ödülü de dahil olmak üzere, 28 genç akademisyenimize takdim ediyoruz. 4'ü telif eser, 3'ü jüri özel ödülü, 1'i Halil İnalcık Özel Ödülü olmak üzere, 8 hocamızı da Bilimsel Telif Eser Ödülü ile buluşturuyoruz. Böylece, bugüne kadar TÜBA-GEBİP ödülü kazanan bilim insanlarımızın sayısı 697'ye, TESEP kapsamında ödüllendirilen eser sayısı da 254'e yükselmiş oluyor. Şunu da belirtmek isterim. Ödül alan hocalarımızın görev yaptıkları yükseköğretim kurumlarına baktığımızda, hemen her bölgemizin listede yer aldığını görüyoruz. Karadeniz'den Marmara'ya, Ege'den Doğu Anadolu ve İç Anadolu'ya... Bu tablo, farklı şehirlerimizdeki üniversitelerin bilim havuzuna yeni ve yenilikçi katkılar yaptıklarının açık bir göstergesidir.

Bundan da büyük memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum. Ödüle layık görülen tüm bilim insanlarımızı şahsım ve milletim adına canıgönülden tebrik ediyor, her bir hocamıza gelecekteki çalışmalarında Rabb'imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Bilim dünyamıza kazandırdıkları bu eserlerin, çok daha özgün ve nitelikli çalışmaların da önünü açmasını temenni ediyorum.'

- 'Bilimin en temel özelliği, birikim ve evrenselliğe dayalı olmasıdır'

Erdoğan, insanın, fıtratı icabı soran ve sorgulayan bir varlık olduğunu, bilmek, anlamak, büyüklerin ifadesiyle fehmetmek istediğini bildirdi.

Doğanın, tarihin, eşyanın, kainatın, kısacası eskilerin 'tekevvünat' dediği oluşların anlamını kavramanın, esbab-ı mucibelerin peşine düşmenin, insan olmanın ayırıcı vasfı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bilimin en temel özelliği ise birikim ve evrenselliğe dayalı olmasıdır. Dünyanın farklı yerlerinde üretilen bilimsel bilgi, hem mukayeseli hem de etkileşimli bir şekilde sürekli gelişir ve güncellenir. Astronomiden tıbba, matematikten mimariye, dünyaya sayısız değerler kazandırmış bir medeniyetin devamı ve mensubu olarak bu alanda hamdolsun, önde gelen ülkeler arasındayız. Mesela astronomiye ilişkin çalışmalar; kendi zamanının çok ötesinde bir tasarım ve işleve sahip olan usturlaplarla, takvimlerle, su saatleri ve daha pek çok araçla, bizde bin yıl öncesine uzanmaktadır. Batı'da kurulan ilk üniversiteler, bizim eğitim metotlarımızın ve müfredatımızın örnek alınması suretiyle faaliyetlerine başlamıştır. Asırlar boyunca ilim erbabımız, kültür ve sanat erbabımız, gerek bu topraklara, gerek Batı'ya, gerekse tüm insanlığa çok değerli eserler hediye etmiştir. Hekimlerimiz, alimlerimiz, mütefekkirlerimiz, mimarlarımız, şairlerimiz, hülasa zihin ve gönül dünyamızı yoğuran yüzlerce, binlerce mahir el, bugünkü medeniyetin temellerini atmıştır.'

- 'Ecdadımızla iftihar edeceğiz ama geçmişe de takılıp kalmayacağız'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihte iz bırakan medeniyetlerin insanlığa yön veren şahsiyetler üzerine inşa edildiğini dile getirdi.

Anadolu coğrafyasının, büyük şahsiyetlerin adeta yetişme ve olgunlaşma merkezi olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

'Bu hakikati, merhum Nurettin Topçu Üstadımız, 'Büyük mezarların üstünde, büyük vatanlar vardır. Büyük ölüleri olmayan milletler, ebedi olamazlar. Büyük ruhu vatan toprağına karıştıranlar; milletleri ebedi yapan mezarlarda ebediyetle kucak kucağa yatanlar; peygamberler, veliler, filozoflar ve sanatkarlardır. Anadolu toprağının altında, bize bin yıllık maziden emanet olan büyük mezarlar, ebedi ruhlarını bizim varlığımıza karıştırdıkça, ruhlarımıza düşman olan sefillerin zehirli tesirleri bizi imha edemez' diyerek ifade ediyor. Evet: Biz, yalnızca hayatta olan ilim ve gönül erbabımızla değil, toprağın altındaki münevverlerimizle de yaşayan bir milletiz. Eserlerimizle, fikirlerimizle, bu topraklarda yetişen alimlerimizle bilime ve insanlığa geçmişte çok önemli katkılar yaptık. Elbette bunu söylerken, geçmişin parıltılı günleriyle kendimizi avutalım demiyorum. Ecdadımızla daima iftihar edeceğiz ama geçmişe de takılıp kalmayacağız. Meşhur ifadeyle 'Geleneğin küllerle oyalanmak değil, ateşi geleceğe taşımak' olduğunu unutmayacağız.'

Erdoğan, maziden aldıkları birikimi, heybeyi daha da doldurarak, büyüterek, yenileyerek, güçlendirerek ve elbette zenginleştirerek atiye taşıyacaklarını ifade etti.

İnsanlığın istifadesine sunulmuş bilgiye sırtlarını dönmeyeceklerine, kendi kavramlarını üretip kendi lügatleriyle düşüneceklerine dikkati çeken Erdoğan, 'Bilgiye giden yolları yalnızca aklımızla değil sezgimizle, kalbimizle, vicdan ve merhametimizle inşa edeceğiz. Aksi takdirde bilime, patenti bize ait, yani, orijinal katkılar yapamayız. Hem bilimdeki güncel gelişmeleri anbean takip etmek, bunları özümsemek ve içselleştirmek, hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceğimizi inşa etmek zorundayız. Bizim temel prensibimiz, işte budur. Çalışmalarımızı da bu anlayışla devam ettiriyoruz. İnşallah sonraki kuşaklar da sizlerden ve kendi tarihlerinden tevarüs ettikleri bu zengin mirası daha da geliştirecek, insanlığa yön veren fikir ve eserler kazandıracaktır.' diye konuştu.

(Sürecek)