BUGÜN, DÜN ve YARIN

BUGÜN : 8,374 KİLOMETRE SINIR DUVARI

Bundan otuz yıl sonra, 2050 yılında 9.7 milyarlık dünyanın yüzde 52’sinin, yani 5 milyar insanın su sıkıntısı görülen bölgelerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu nüfusun 3 milyarlık kesiminin ise, temel ihtiyaçlarını karşılarken, su kullanımında büyük sorunlar ile karşılaşacağı öngörülüyor. Daha kötümser senaryolar ise, 2050 yılında yaklaşık yarım milyar insanın susuzluktan dolayı yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalacağını belirtiyor.

Bugün kullandığımız suyun yaklaşık yüzde 80’ini yüzey sularından karşılıyoruz. Doğadan elde ettiğimiz bu suyun yüzde 65’ini ise tarımsal üretimde kullanıyoruz. Şu anda, küresel ölçekte yaptığımız tarımsal üretim ise, tüm insan nüfusunun ihtiyacının yaklaşık 2.5 katı. Yani çok fazla üretiyoruz ancak, buna karşılık paylaşamıyoruz ve dünya üzerinde açlık sorunu ile mücadele etmeye çalışıyoruz.

Çok rahat anlaşılacağı üzere, insanlık olarak su konusunda aciliyetle rasyonel çözümler üretmemiz gerekiyor. Aksi halde, sert su savaşları ve büyük göç dalgaları ile karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor.

Dünya üzerindeki devletlerin buna karşı buldukları önlem ise sınır duvarları yapmak! Bugün dünya üzerinde tamamlanmış 24 ve yapımı devam etmekte olan 12 duvar bulunuyor. Bunlara ek olarak dört duvarın yapımı da planlanmış durumda. Önümüzdeki beş yıl içinde tamamlanacak olanlar ile birlikte dünyada toplam 40 sınır duvarı olacak.

Binyılın başına kadar dünyada toplam uzunluğu 1,487 kilometre olan sekiz duvar vardı. Ancak 2000 yılından sonra yapılan ve toplam uzunlukları 3,065 kilometre olan 16 yeni duvar inşa edildi. Yapımı devam eden ve planlanan 16 duvarın uzunluğu ise 3,822 kilometre. Yani 2025 yılında dünya üzerinde 8,374 kilometre duvar örülmüş olacak.

Peki nerede bu duvarlar? Sırayla bakalım; 13 tanesi Asya’da (2,664 km), 10 tanesi Ortadoğu’da (3,524 km) ve üçüncü sırada ise 8 duvar ile Avrupa yer alıyor (625 km). Evet Avrupa! Medeniyetin, göç ve eşitsizliklerden kaynaklanan sorunları çözmek için bulduğu yöntem duvar örmek.

DÜN : HEPSİNİ YIKIYORDUK

Avrupa ve dünyanın bütün ülkeleri yıktığı duvarları yeniden yapıyor. Bu durum Devletlerin sorunları köktenci bir şekilde çözmeye hiç de niyetlerinin olmadığını gösteriyor. Sorunlardan kurtulmak yerine, sorunları görmemek. Sorunları duvarın öbür tarafında bırakmak. Burada sorun dediğimiz şey ise insan hayatı, kadınlar ve çocukların hayatı! Avrupa’da ikişer adedi İspanya, ve Macaristanda, birer adedi de Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Slovenya ve Estonya’da olan duvarların tamamının yapılış nedeni ise bu hayatları, yani göçü durdurmak.

Oysa ki biz 1990 yılında, 30 yıl boyunca Avrupa’nın utancı olarak ifade edilen Berlin Duvarı’nın yıkılışına şahit olmuş ve dünyada yepyeni bir dönemin başlayacağına dair umut beslemiştik. Artık duvarlar olmayacak ve insanlar özgürce buluşabilecek ve pozitif küresellik anlayışı ile biraraya gelebilecek diye düşünmüştük. Aradan bir 30 sene daha geçti ve dünya arasındaki fiziksel engelleri yeniden inşa etmeye başladı. Hem de eskisinden daha vahşi ve ayrıştırıcı bir şekilde.

YARIN : DUVARLARI YIKACAĞIZ

Girişte anlattığımız 40 duvarın 28 tanesi göç dalgalarına karşılık yapılıyor. Yani duvarların yapılmasının nedeni dünya üzerindeki eşitsizlikler ve bu eşitsizliğe çözüm üretilmemesi. Yine yapılanların dokuz tanesi terörü önlemek amacıyla yapılıyor ki, bu terörün de ana nedeni yine eşitsizlikler.

Bugün, dünyanın rasyonel ve insani çözümlerini gözardı eden ekonomilerinin basiretsiz liderleri tarafından inşa edilen bu duvarları yine kabul etmeyeceğiz. Belki bir kısmı bir otuz sene daha önümüzde dikilecek. Ancak her duvar gibi bugün yapılan 8,374 kilometer duvar da son metresine kadar yıkılacaktır.

Attila İlhan’ın görkemli ve bir o kadar acı, Duvar şiirinden bir alıntı paylaşalım: … / onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık / temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık / öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil / getirirler vururlar biz öyle dururuz / yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil / elimizden ne geldi de yapmadık / ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz / …

Berlin Duvarı gibi, tüm yapılan duvarlar, diplerinde yaşanan acılar ve sevgiler ile anılacak. Ama yine Berlin Duvarı’nda olduğu gibi, bu duvarları yapanlar ya nefret ile anılacak ya da hiç hatırlanmayacak şekilde tarihe gömülecek.