Ya bende bir gariplik var. Yada kendilerinden başkalarını düşünemeyenlerin atıp tutmalarında.

 

Sizce bu ülkede gerçekten huzur var mı? Varda ben mi göremiyorum? Yoksa dediğim gibi bende mi bir sorun var? Her gün ağlayan o öksüz çocukları görmüyor musunuz? O anaların, babaların, hatta tüm duyarlı insanları gözyaşlarının farkında değil misiniz? Bu ülkenin bir bölümünde açıklanmayan savaş var. O illerimizin, ilçelerimizin, köylerimizin halini göremiyor musunuz? Evlerinden yurtlarından kaçarak canlarını kurtarmak derdinde olan insanların haykırışları sizleri, ilgilendirmiyor mu? Aynı durumda sizler, bizler olsak ne olurdu diye düşünelim isterseniz. Akşamları sıcacık odalarda çoluk çocuğumuzla oturup yemek yiyebilir miydik? Sokağa çıkma yasağının olduğu saatlerde, günlerde evlerde çocuklarımızı nasıl doyurmaya çalışırdık? Sabahları özenle hazırlayıp servis araçlarına kadar çocuklarımızı uğurlayıp okullarına gönderemesek ne yapardık acaba? Rahat yatağımıza silah ve bomba seslerinden yatamasak,her patlamada canımızı kurtarmak için delikler arasak neler yapardık? Kendi kendimize teselli etmeyelim. Biz ne yapabiliriz diye.

 

Bu ülkenin insanları yurdu düşmanlardan temizledi. Hem de kısıtlı olanaklara, açlığa,kıtlığa karşı ,7düvele karşı geldi.Aç kaldı, açıkta kaldı. Gene de düşmanı yurdundan attı. Sonunda da şimdileri birilerinin beğenmeyerek aşağılamaya çalıştıkları cumhuriyeti kurdu. Ülkeye demokrasiyi getirdi. Seçme ve seçilme haklarını tanıdı bu insanlara . Yani birey olduklarının farkına vardı insanlar.Ama geldiğimiz noktaya bir bakar mısınız? Her tarafımız düşmanlarla çevrili.Komşularımızdan dost diyebileceğimiz hiç bir ülke kalmadı. Şimdi teker teker saymayacağım ama sizlerde görüyorsunuz işte.

 

Şimdi bu kadar olanlara karşı tekrara çözüm diye söylemler geliştirilmeye başlandı. İmralı canisinden medet umar hale geldik, iyimi? Biz bu olmayacak dualara çok amin dedik. Tekrar bu duruma gelmek istemiyoruz.Terör temizleninceye kadar bu hareket sürdürülmeli. O şehirlerdeki güvenlik sağlanıncaya kadar temizliğe devam edilmeli.Böylece belki o bölgelerde yaşayan insanlarımız can korkusundan, mal korkusundan kurtulurlar.Yakılıp yıkılan okullar onarılır da çocuklar tekrar okullarına kavuşurlar.Seminere gönderilen öğretmenlerde döner okullarına, öğrencilerine. Oralardan toprağından, evinden yurdundan göçmek zorunda kalan insanlarda evlerine dönerler. Belki huzur bulurlar.Sora devletin şefkatli eliyle yaralar sarılır. Onların zararları bir nebze olsun karşılanır.

 

Birilerinin dediklerine bakmayın siz. Gerçekten çok muzdaripiz bu terör belasından.Sadece analar değil hepimiz ağlıyoruz. Artık bu gözyaşları dinsin istiyoruz.

 

Mustafa Kemal Atatürk ne demişti:

"Yurtta sulh, cihanda sulh"

 

Bu düstura sarılalım.Bunun olması için elimizden geleni yapalım.Çok şey istemiyoruz. Barış istiyoruz. Huzur istiyoruz. Güven istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Son yıllarda artarak süren senden benden bölünmelerin son bulmasını istiyoruz. Ayrışmaların önüne geçilerek kardeşçe bir arada yaşamak istiyoruz. Bu çokta zor değil aslında.Ama hoşgörü kavramını unuttuk. Her gün olur olmaz olaylarda kan akmakta. Kavgalarda birbirimize zarar vermekteyiz. Biraz sabır. Biraz sağduyu diyorum.