İnsanlarımızın birbirini anlayışla karşılamaları. Diğerleri dediklerinin üzüntülerini paylaşmaları. Onların sevinçlerine ortak olmaları çok mu zor Allah aşkına?Yakın zamanda olanları ve olacakları düşünmeden hemen kendi kendimize karar veriyoruz. Sonrada bizim doğrularımız en doğrusudur sonra karışmam haa diyerek karşı tarafı dinlemiyoruz, anlamıyoruz. Hemde anlamakta istemiyoruz... Hatta herkesin izlediği sosyal medya ve görüntüler ayrı. Diğerlerine tahammül edemiyoruz. Gerçekten insanlık bir krizin eşiğinde. Bence buna çareler arayıp kafalarımızı yormalıyız.

 

 

Neler yapılabilir?

 

 

Bir kere çağımız akılcı ve bilimsel düşünceyi öneriyor. Sorunları düşünme ile üreterek ve yine düşünme ile çözmeye çalışmalıyız. Aslında çağına adapte olamayan toplumların üçüncü dünya ülkeleri gibi kimliklerini kaybetmeleri kaçınılmaz bir sonuç olacaktır. Kişilerin hatalarını kabul etmeleri ve özür dileme erdmli olması gerekirken çoğumuz direnen alışkanlıklarımızla ile ortaya çıkıyoruz. Herkes yanlış yapabilir. Herkes hata kusur işleyebilir. Aslında yapılan her yanlışların yanlış olduğunu bilsek yapmayız. Bile bile yanlışta ısrar etmeyiz. Ama yanlışları doğru sanarak ısrar ederiz. Bunun sonucundada kendimizi haklı gördüğümüz için diğerlerinin fikirlerini doğru olsa bile kabul edemiyoruz. Sorun burada. Gerçek olgunluk insanın kendisini bilmesidir. Ama bilerek, isteyerek amaçlı bir biçimde hatalarında ısrar etmenin affedilir bir tarafı yoktur. Toplumdaki yerimizi kendimizi denetleyerek, yükümlülüklerimizi, görevlerimizi yerine getirmek durumunda olmalıyız. Toplumlarda böyledir. Bir toplum geçmişteki hatalarını, yanlışlarını göremiyorsa hafızalarda bir sorun vardır. Haklı iken haksızlaşmak. Korkular içinde yaşamaya çalışmak. Akılsıza taparcasına severek akıllısından nefret etmek sağlıklı toplumların yapacağı iş değildir. Bu arada korkarak, çekinerek suskunluğu alışkanlık haline getirmişsek sağlıklı bir toplumda yaşamıyoruz demektir. Ne yapıyorum sorusunu kendimize sormalıyız. Şu anda ülkemizde bir toplumsal sorun olduğunu konuyu irdeleyenler ve bizler de farkına varıyoruz. İşte birbirimizi anlamaya çalışmazsak. Sorunlarımızın ortak sorunlar olduğunun kabul etmezsek bizlerde dönüşü olmayan bir yola saparak ilerlemeye başlamışız demektir. En kısa zamanda hepimiz silkinip kendimize gelmemiz lazım. Olanları ve olacakları doğru yorumlayarak çağdaş ülkeler seviyesinde bireyler haline gelebiliriz. Bizim önümüzde kısmi bir savaş durumu var. Yoksulluk günden güne artarak devam etmekte. Enflasyon, işssizlik hat safhada. Akşamları artık şehit cenazelerini izlemekten başka birşey yapmıyoruz. Demek istediğin sorunlar hepimizin. Biz sorunlarımıza sadece kendi at gözlüğümüzden bakarsak bir yere varamayız. Birlik beraberlik içinde sorunlarımıza çözüm aramak çok mu zor allahaşkına. Atalarımız ne zorlukların üstesinden gelmişler. Bizlerde  sağlıklı karalar alabilirsek sorunlarımızı çözebiliriz. Sağlıklar içinde kalınız.