Gizem CENGİL-Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Türkiye ekonomisinin durumuna bakacak olursak; dünya 2003-2024 döneminde, yaklaşık çeyrek asırlık bir dönemde yüzde 3,5 büyürken bizim ekonomimiz yıllık ortalama 5,4 büyüme kaydetmiş. Dünyanın oldukça üzerinde bir büyüme performansı sergilemişiz' dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) düzenlenen 'TOBB Müşterek Konsey Toplantısı'na katıldı. Yılmaz, reel sektörle iş birliği içerisinde hareket etmeye önem verdiklerini belirterek, 'Orta Vadeli Programımızı şekillendirirken de diğer sektörel politikalarımızı belirlerken de her zaman özel sektörümüzün, reel sektörün fikirlerine kulak veriyoruz. Ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat politikalarında, kalkınma politikalarında reel sektörün son derece öncü bir rol oynadığını, ülkemizi bugünlere getirmemizde çok büyük emekler harcadıklarının farkındayız. İhracatımız, milli gelirimiz bu noktalara geldiyse girişimcilerimizle, sizlerle bunu başardık. Dolayısıyla bundan sonra da her fırsatta gerek merkezde gerek illerimizde, yörelerimizde reel sektörümüzle bir araya gelmeye, onların sesine kulak vermeye, birlikte ülkemizi daha ileriye taşımaya devam edeceğiz' ifadelerini kullandı.
'DÜNYA PANDEMİ ÖNCESİ NOKTAYA GELEMEDİ'
Dünyadaki gelişmelerin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, 'Eski dünyada değiliz. Pandemi sonrası yeni şartlar içindeyiz. Hala pandemi öncesi noktaya gelebilmiş değil dünya. Diğer taraftan liberal, kurala dayalı küresel ticaret sisteminde ciddi bir zayıflama var. Ülkeler korumacı politikalarla ön plana çıkıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülkenin artık korumacı bir yaklaşım sergilediği bir dönemdeyiz. Diğer taraftan dijital alanda, yapay zeka başta olmak üzere büyük bir teknolojik dönüşümün yaşandığı bir dönemdeyiz. Dünyanın bu yeni şartlarını okumadan, görmeden, analiz etmeden atacağımız hiçbir adım anlamlı olmayacaktır, gerçekçi olmayacaktır. Yeni normali görmemiz lazım. Dünyadaki, küresel ekonomideki bu yeni normali çok iyi görüp analiz etmemiz lazım' diye konuştu.
'DÜNYANIN GİDİŞATINI OKUYARAK HAREKET ETMEK DURUMUNDAYIZ'
Dünyada jeopolitik gerilimlerin arttığını belirten Yılmaz, 'Ekonomik dönüşümlerle de irtibatlı yaşanan jeopolitik dönüşümler. Dünyada çatışmacı siyasetin ön plana çıktığı, bizim bölgemizde özellikle kuzeyimizde, güneyimizde sıcak çatışmaların yaşandığı bir dönemdeyiz. Bunları da ekonomi politikalarımızı şekillendirirken ihmal edemeyiz. Dolayısıyla hem ekonomik hem teknolojik hem siyasi anlamda dünyanın gidişatını okuyarak hareket etmek durumundayız. Türkiye ekonomisinin durumuna bakacak olursak; bu genel küresel şartlar içinde dünya son 2003-2024 döneminde, yaklaşık çeyrek asırlık bir dönemde yüzde 3,5 büyürken bizim ekonomimiz yıllık ortalama 5,4 büyüme kaydetmiş. Dünyanın oldukça üzerinde bir büyüme performansı sergilemişiz. Pandemi sonrası dönemde de tablo gerçekten çok önemli. Pandemiden bugüne, pandemi öncesini 100 kabul ederseniz dünya ekonomisi son 4-5 yılda 115'e yükselmiş. Yani pandemi öncesi 100'se dünya ekonomisi, bugün 115 olmuş durumda. Türkiye ekonomisi aynı dönemde 100'ken 130 olmuş. Dünyadaki performansın aşağı yukarı 2 katını gerçekleştirmişiz. Bu sorunlarımız olmadığı anlamına elbette gelmiyor. Tabii ki dünyanın her yerinde sorun var. Dünyanın her ülkesinde sorun var. Bizde de sorunlar var. Bunları da konuşacağız, tartışacağız. Elbette bu sorunların üzerine gideceğiz ama ülkemizin kamusuyla özel sektörüyle gösterdiği performansı da görmemiz lazım. Dünyanın 2 katı kadar son 5 yılda büyüme kaydettiysek, ekonomimizi dirençli bir şekilde tutabildiysek, bunun da önemini hepimizin görmesi lazım' dedi.
'DAHA UYANIK OLMAMIZ LAZIM'
Yılmaz, yıllık enflasyon oranının yüzde 31,07 seviyesine kadar indiğini belirterek, 'Yalnız burada bir noktanın altını çizmem lazım. Piyasadaki aktörlerin beklentileri oldukça iyileşti ve bizim hedeflerimize oldukça yakın. Ancak reel sektör ve hane halklarında bir düşüş olsa da geçmişe göre tam istediğimiz noktada olduğumuzu söyleyemem. Enflasyon yüzde 31'e düşmüş. Reel, gerçekleşen enflasyon. Ama reel sektörümüze soruyoruz; 'Bir yıl sonra enflasyon ne olacak' diye, yüzde 35 gibi bir şey çıkıyor. Şimdi bunu biz aşağıya çekmek durumundayız. Niye önemli bu? Çünkü bu bir sarmal değerli arkadaşlar. Beklentileri iyileştireceksiniz ki piyasadaki fiyatlamalar ona göre oluşsun, enflasyon da daha fazla gerilesin. Beklentilerdeki bu yüksekliği besleyen çeşitli faktörler var. Bir tanesi de bence sosyal medyadaki algılar. Bu sadece bizim için geçerli değil. Tüm dünyada maalesef böyle bir eğilim var. Sosyal medyada hiçbir temeli, dayanağı olmayan, hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan birçok iddianın algı oluşturabildiğini görüyoruz. Bunlardan bir tanesi istatistik hazırladığını iddia eden 'ENAG' diye bir yapı var mesela. Hakikaten bu konu üzerinde durmamız gereken bir şey. Ona benzer başka şeyler de var. Metodolojisi sağlam değil, uluslararası hiçbir geçerliliği yok, hangi datalara baktığı belli değil, şeffaflığı yok. 3-5 kişilik bir grup birtakım internet ortamında bir şeyler toplayıp topluma bir algı pompalıyor. Maalesef 'ideolojik sebeplerle' demek zorundayım. Çünkü bilimsel olarak bunu izah etmek mümkün değil. Birtakım kesimler de ideolojik nedenlerle bu rakamlar sanki gerçeği yansıtıyormuş gibi toplumda bir algı oluşturuyor. Buna karşı da bilim insanları başta olmak üzere hepimizin çok daha uyanık olması lazım. Ekonomimiz üzerinde milletimizin geleceği üzerinde algılar kullanılarak bir takım operasyonlar yapılmasına da müsaade etmememiz lazım' ifadelerini kullandı.
'ÖZEL SEKTÖR GÜÇLÜ OLURSA TÜRKİYE GÜÇLÜ OLUR'
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise 'Hepimizin malumu, ekonomide zor bir süreçten geçiyoruz. Dünyada ticaret savaşları ve korumacılık yayılıyor. Küresel büyüme ve ticaret, eski ivmesini kaybediyor. Ülkemiz ekonomisi de tüm bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor ama enseyi karartmıyor, mücadeleden vazgeçmiyoruz. Biz iş dünyası olarak her şartta üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya kararlıyız. Bugünkü gibi devletimizi hep yanımızda görmeyi arzu ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki özel sektör güçlü olursa, Türkiye güçlü olur' dedi. (DHA)





