Paris’te öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlarındaki 3 PKK’lının dün Diyarbakır’da cenaze törenleri oldu. Bu yazıyı kaleme aldığımda ve gazeteye gönderdiğimde cenazeler Türkiye henüz getirilmiş ama törenleri yapılmamıştı. 

Beklentim AKP yönetiminde zıvanadan çıkmış Türkiye’de Diyarbakır’da yapılacak törenin Habur rezaletini aratmayacağı yönündedir. Hükümet tek bir işe odaklanmıştır. Diyarbakır’da yaşanacakları halkın gözünden nasıl kaçırabilirim. Yandaş ve yalaka medya bu günler için vardır. Cenaze sırasında yaşanacakları sizlerin gözünden mümkün olduğunca kaçıracaklar ve bunları normal şeylermiş gibi size takdim edeceklerdir.

Çırnık okurları bilirler, biz bu köşede daha öncede yazdık; 2002’de bitme noktasına gelen, silahlı mücadelede tamamen yenilen PKK terörünü yeniden diriltmek, azdırmak ve Türkiye’yi pazarlık masasına oturtmak maksadıyla yaptırılan Kürt açılımının ve birbirini takip eden süreç içinde Habur kepazeliğinin, Oslo görüşmelerinin ve en son olarak İmralı açılımının arkasında ABD vardır.

Hedef Barzanistan’ı Irak’tan koparmak, Suriye’yi bölerek kuzeyinden denize çıkarmak, Diyarbakır ve havalisi ile birleştirerek federatif yapıda Türkiye’nin korumasına vermek ve kukla Kürt Devleti’ni kurmaktır. Bu özerk yapı uluslaşma sürecinin inşasından sonra zamanı gelince bağımsız devlet olarak Türkiye’den ayrılacaktır. Kuzey Irak petrolleri bu projenin ana havucu, terörün azdırılması ve kırılgan ekonomimizin sürekli ihtiyacı olan sıcak para girişinin engellenmesi ana sopalarıdır.

Projenin planlayıcıları, takipçileri ve destekçileri

Bu projenin planlayıcıları ve sıkı takipçileri ABD ve İsrail’dir. Bu projeye AB’de destek vermektedir. Bunun anlamı şudur; projenin gerçekleşmesine engel olmaya çalışan veya çalışacak çevreler projenin sahipleri ve destekleyicileri tarafından tehdit olarak algılanacaktır.

Emperyalizm ayrıca bir taşla birden fazla kuş vurma peşindedir. ABD ve İsrail bir gerekçe yaratarak İran’a müdahale peşinde koşmaktadır. Kukla Kürt Devleti oluşumu projesi İran’ın tehdit algılamasında en üstte yer almaktadır. Bunun anlamı İmralı açılımı ile bu projenin gerçekleştirilmesi yönünde ilerleyen Türkiye eninde sonunda İran ile savaşmak zorunda kalacaktır. Kürecik radarına ve Patriot füzelerine bu nedenle ihtiyaç duyulmuştur. 

Gelelim Paris’teki infazlara. Çeşitli tevatürler dolaşıyor. Kişisel hırslar, uyuşturucu ve haraçtan elde edilen paraların paylaşımında anlaşmazlık, Türkiye’de çözümü istemeyen derin devlet yapılanması, PKK içi hesaplaşma, çözümü istemeyen İran ve Suriye gibi ülkelerin istihbarat örgütlerinin işi gibi.

İnfazlar Paris’in göbeğinde yapılmıştır. Avrupa’da özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde Türkiye orjinli Kürt, köktendinci ve tarikat faaliyetleri çok yakından izlenir ve kontrol altında tutabilmek için parasal yardım da dahil her türlü destek verilir. Çoğu zaman bu unsurlara örgütlenebilmeleri için bezen çok ucuza bazen ücretsiz evler ve binalar tahsis edilir. Amaç bu örgütleri kendi ülkelerinin güvenliği açısından yakından izlemek, kontrol altında tutmak ve gerektiğinde çıkarları için kullanabilmektir.

Fransa’nın yüksek çıkarları

Bu nedenle Fransız istihbaratı, jandarması ve polisinin bilgisi dışında böyle bir infazın gerçekleştirilmesi imkansızdır. Eğer failleri yakalanamıyorsa arkasında Fransa’nın yüksek çıkarları vardır. Aynen Asala terörüne şehit verdiğimiz diplomatlarımızın canilerinin bulunamadığı gibi.

Başbakan Erdoğan“ infazların İmralı sürecine yönelik olduğunu “ söylüyor ve Fransa’yı suçluyor. Kandil AKP’yi suçluyor ve PKK’yi tasfiye operasyonunun bir parçası olarak yorumluyor. BDP sanırım bir yerlerden kulağına sufle edilmiş olacak ki ağız değiştiriyor, İran ve Suriye’yi hedef gösteriyor.

Cinayetlerin sorumlusu Türkiye’deki derin devlet olabilir mi? Bu en başta neye derin devlet dediğinize göre değişir. Bugün bu derinliği mafya, tarikat ( F Tipi Örgüt ) ve gladyo ( ABD, NATO, CIA ) elde tuttuğundan soruya mümkündür cevabı verebiliriz.

İran ve Suriye olabilir mi?

Bu öldürmelerin arkasında İran ve Suriye olabilir mi? Olamaz. Olsa idi emin olun hemen suçüstü yaparlardı. Zaten böyle bir hata yapılmasını bekliyorlar. Ama Avrupa çapında genişletilen soruşturmalara bakılırsa suçu İran ve Suriye’nin üzerine atma olasılığını yok saymamak gerekir.

Analizimiz göstermektedir ki; bu cinayetlerin amacı Erdoğan-Öcalan ittifakının ve kukla Kürt Devleti’ne gidecek İmralı sürecine direnç gösterenlerin ortadan kaldırılması operasyonudur. Kuşku duymayınız ki infazın arkasındaki irade ile sürecin arkasındaki irade aynıdır.

İnfaz ettiklerinin cenazelerine çelek ve temsilci göndermek mafya geleneklerindendir. Bu gözle Diyarbakır’da yapılan cenaze törenine sonrasındaki timsah gözyaşlarına dikkat.

Saygılar sunarım.