Suriye’de 16 aydır huzursuzluk var ve kan akmaya devam etmekte. Birleşmiş Milletler’in ( BM ) tahminlerine göre bu süre içinde yaşamını kaybedenlerin sayısı 12 bin civarındadır.

Suriye’de her geçen gün kitlesel öldürme eylemlerini içeren terör tırmanmaktadır. Suriye’de Batı tipi bir demokrasi olmadığı ve geçmişten gelen bazı insan hakları sorunları olduğu doğrudur. Fakat ne kadar demokrasi ve insan hakları olup/ olmadığı hakkında belli kıstaslar üzerinden 22 Arap ülkesi arasında bir sıralama yapsak hiç şüphesiz Suriye ilk üçe girer.

Suriye’de istenen rejim değişikliğidir. Beşar Esad gitmeli, Suriye İran’dan uzaklaştırılarak İran’a müdahalenin önü açılmalı, Ortadoğu’da emperyalist hegemonyaya direnç gösteren birliktelik dağıtılmalı, Suriye bölünerek kukla Kürt devletinin diğer eksik parçası tamamlanmalı, İsrail’in güvenliği sağlamlaştırılmalı, Filistin sorunu Araplar yok sayılarak İsrail lehine çözümlenmeli, Lübnan parçalanmalı ve sonuç olarak Büyük Ortadoğu Projesi’nin tamamen gerçekleştirilmesi önünde ki engellerden biri daha ortadan kaldırılmalıdır. 

Suriye’de rejim değişikliği yapılamadığı taktirde emperyalizmin özetle yukarda saymaya çalıştığımız bu planları sekteye uğrayacaktır. Suriye’deki kan, gözyaşı, terör, çocukların ve kadınların dahil olduğu kitlesel öldürmeler müdahalenin şartlarını olgunlaştırmak maksadıyla dış dinamikler tarafından sahneye konmaktadır.

Müdahale için şartlar olgunlaştı

ABD şartların olgunlaştığını ve Suriye’ye Libya sitili bir müdahalenin zamanı geldiğini düşünmektedir. Bu hafta içinde G-20 Zirvesi nedeniyle Los Cabos/ Meksika’da bulunan ABD Başkanı Obama Rusya Başkanı Putin’i Suriye konusunda ikna edememiştir. ABD artık BM yetkisi olmadan Suriye’ye müdahale seçeneği üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Rusya ve Çin durumun farkındadır. ABD’yi vetolarla ve sadece diplomatik yöntemlerle durduramayacaklarını anladıklarından diğer girişimlerine hız vermişlerdir.

Rusya ve Çin Suriye’de askeri müdahale yolu ile rejim değişikliğine taraftar değildir. Çünkü Suriye’ye müdahalenin aynı zamanda kendi çıkarlarına da müdahale olduğunun farkındadırlar. Yalnız bizim ülkemizin yöneticileri Suriye’ye müdahalenin Türkiye’ye de müdahale olduğunun ya farkında değildir ya da diğer neden geçerlidir.

‘’ABD’yi durdurmak için diğer seçenekler nedir? ‘’ diye sorarsanız, size cevabım çok net olur, askeridir. Gelin beraberce inceleyelim nedir bu seçenek kapsamına girenler faaliyetler.

Ortadoğu’nun en büyük tatbikatı

İran’ın resmi haber ajansı Fars, Rusya-Çin-Suriye Doğu Akdeniz’de ve Suriye’nin kara ve hava sahasında Ortadoğu’da şimdiye kadar yapılmış en büyük kara-deniz-hava tatbikatı icra edeceğini ve tatbikata yaklaşık 90 bin asker, 400 savaş uçağı ve 900 tank ve zırhlı personel taşıyıcı katılacağını bildirdi.

‘’ Ateş olmayan yerden duman tütmez ‘’ deyişinden hareketle bu tatbikat haberinin arkasında bazı gerçeklikler olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Rusya ve Çin’in Suriye’ye yapılabilecek muhtemel bir askeri müdahalenin önünü kesebilmek ve caydırıcı olabilmek için çok ciddi olarak bu ülkede askeri konuşlanma yapmak istedikleri tahmin edilmektedir. Yalanlanan tatbikat bu konuşlanmanın örtüsü olabilirdi. Çünkü savaş veya askeri operasyonlar öncesinde yapılan tatbikatların amaçlarından biri de örtülü olarak konuşlanma yapmaktır.

Halen Rusya ve Çin’in Suriye’ye muhtemel bir müdahaleyi engelleyebilmek için ’’ Barış gücü ‘’ veya başka bir adla bu ülkede asker konuşlandırması üzerinde çalıştığını öngörmek sanırım pek yanlış olmaz. Tatbikat yapılacağı haberi doğrulanmasa da bunun 6-7 Haziran’da Çin’in başkenti Pekin’de yapılan ŞİÖ zirvesinde alınan askeri işbirliği, ortak savunma politikaları ve Suriye’ye karşı dış müdahalenin kabul edilemeyeceği kararlarına uygun olduğu görülmektedir.

Suriye’ye destek tam gaz

Suriye’ye karşı müdahalenin uçuşa yasak bölge ile başlayacağı bilindiğinden Rusya Suriye’yi bu konuda takviye etmiş ve etmeye devam etmektedir. Gönderilen silah sistemlerinden bazıları şunlardır;

Pantsyr-S1( NATO kod adı SA-22 Greyhound) 20 km. menzile, hassas vuruş kabiliyetine, teknolojisi yüksek radara, araca monteli top ve füzeye sahip hava savunma sistemidir. Buk-M2 ( NATO kod adı SA-6 Gainful’un geliştirilmiş modelidir.) 50 km menzile, teknolojisi yüksek radara ve araca monteli füzeye sahip hava savunma sistemidir. Bastion ( NATO kod adı SSC-5 ) 300 km menzile sahip karadan denizdeki hedeflere atılan bir füzedir. 36 adet Yak-130 savaş uçağı.

Rusya ayrıca Karadeniz’den iki Rapucha sınıfı tank çıkarma gemisi ile yaklaşık bir tabur gücünde deniz piyadeyi ve bir kısım Özel Harekat Birliklerini silah ve teçhizatı ile birlikte Tartus’a intikal ettirerek orada konuşlandıracaktır. Rusya bunları gizlice değil karşı tarafın mesajı anlaması için göstere göstere yapmaktadır. Rusya kararlıdır Libya’da yaptığı hatayı tekrarlamayacaktır. Yoksa Akdeniz’i bir daha rüyasında bile göremez.

Bir tarafın, potansiyel gücünü, karşı tarafın, yapmayı planladığını düşündüğü hareketlerden vazgeçirmesi için tehditkar bir şekilde kullanması üzerine kurduğu politikaya Caydırıcılık ( Deterence )  denir.

Bakalım ne olacak?

Saygılar sunarım.

 

- - - -