Sevgili Okurlarım,

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu olsun.

 

İtalyanların dünyaca ünlü Kapri'si

İspanyolların çılgın İbiza'sı

Fransızların vazgeçilmez Korsika adası varsa!!!

 

Biz İstanbulluların gururu Prens adalarımızdır. Marmara Denizi'nin kuzeydoğu kesiminde yer alan aynı zamanda İstanbul ilinin bir ilçesini oluşturan Adaların beşinde Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedef adasında yerleşim vardır. Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası'nda ise sürekli ve düzenli yerleşim bulunmamaktadır. Hepsi birbirinden değişik fakat birbirinden güzel olan bu doğa harikası adaların en büyüğü Büyükada her yıl olduğu gibi bu hafta yılın en hareketli ve kalabalık gününü yaşayacak.  Ada’nın göğe yakın noktalarından birinde, 204 metre yüksekliğinde bulunan Rum Ortodoks Manastırı Aya Yorgi, Hıristiyanlar'ın iki haç noktasından biri kabul ediliyor ve yılda iki kez; 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde olmak üzere dini ve batıl inançlara sahip binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.

 

 

Hıristiyan inancına göre, Efes’te Meryem Ana Evi’ni ziyaret edenler hacı oluyor. Aya Yorgi’ye gelenler ise “yarı hacı” kabul ediliyor. Aya Yorgi Kilisesi’ne giden binlerce kişinin önemli bir bölümünü de Müslümanlar oluşturuyor. İple dilekte bulunmak isteyenler, Aya Yorgi’ye çıkan yolun başında bir ağaca ip bağlıyor. İnanışa göre, ipi kiliseye kadar koparmadan götürmeyi başaranların dileği gerçekleşiyor. Sadece onunla kalsa iyi, yakılan mumlar, dilek kutusuna atılan kağıt parçaları, gümüş panoya yazılan yazılar, çalılara bağlanan bez parçaları, taştan yapılan arabalar evler ve daha birçok gerçekleşmesi beklenen hayaller.....umuda yolculuğun başlangıç noktası. Mumlar ise öyle kafaya göre değil, her rengin anlamı farklı: Turuncu: Okulda başarı, Kırmızı: Aşk, Lacivert: İş ve araba, Beyaz: Sağlık, Yeşil: Para, Mavi: Kariyer, Sarı: Şans, Pembe: Kısmet, Mor: Çocuk sahibi olmak. eğer tutulan dilekler gerçekleşirse, dileği gerçekleşenler geri gelip şeker dağıtıyor veya kiliseye zeytinağı getiriyorlar…

 

 

Ada'nın merkezinden kalkan faytonlar 35 tl'ye sizi yokuşun başına kadar getiriyor. Hemen sevinmeyin işte ondan sonra zorlu bir mücadele başlıyor, dik bir yokuşta yürümek kolay bir iş değil ama zirveye ulaşıldığında 360 derecelik panaroma tek kelimeyle harika. Dualarınızı okuyup dileklerinizi yazıp kutulara atıp, mumlarınızı yaktıktan sonra hemen önündeki Yüce Tepe Restoranında mola verin. Bostancı sahili size göz kırpsın, Sedef adası tarafından şuhça selamlanın, adanın yemyeşil tepelerinden aşağıya bakarak yorgunluk kahvenizi yudumlayın. Bir daha ki sefere önerileri dinleyip dolunayda ev yapımı kırmızı şarabı, meşhur dondurma ve lokmalarını denemeyi istiyorum.

Dininizin ne olduğu hiç önemli değil, Aya Yorgi, Ortadoks, Katolik, Ermeni, Musevi, Müslüman her dini buluşturan  küçücük kiremit bir bina. Orda bir umut için toplanan kalplerin büyüklüğü inanılmaz atmosferi yaratan, anlam kazandıran. 

 

 

Dönüş yolunda vaktiniz olursa Lev Troçki'nin, Gürcü asıllı Sovyet lideri Stalin tarafından sürgün edildikten sonra 1929-1933 yılları arasında yaşadığı Nizam Mahallesi'ndeki ev ve ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin'in Maden Mahallesi'ndeki evini ziyaret edebilirsiniz. Sahildeki restorantların birinde balık yedikten sonra huzurlu bir şekilde vapurunuzla birlikte kendinizi Marmara'nın sakin sularına bırakın.

Haftaya görüşmek üzere, sevgiler.

Not: Panama yazım haftaya devam edecek.