Suriye’de Amerika’nın PYD’ ye verdiği desteğin açılımına bakalım:

Körfez savaşı öncesi Amerika, Kuzey Irak’ta PKK’ya yardım ve yataklık yapmış, bu çeşitli bilgi ve belgelerle ortaya çıkmıştı.

PKK ile yıllardır mücadele veriliyor. Hatta Amerika halen bu örgüte destek veriyor.

Şimdi ise, örgüt PYD adı altında Suriye’ye taşındı. Kuzey Irak’ta eğitim alan PKK’lılar da Suriye’de PYD’ ya katılıyor.

Amerika PKK’yı “terör örgütü” olarak tanıyor. PYD’yi “terörist grup” olarak görmüyor. Bu nedenle PYD’yi meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

Daha önce Kuzey Irak’ta temelleri atılan Kürt yönetiminin aynısı şimdi Suriye’nin Menbiç kentinde atılıyor. Fırat’ın doğusunda Türkiye’yi oyalayan Amerika, burnumuzun dibinde Türkiye’yi tehdit eden teröristleri güçlendiriyor.

Özetleyelim:

Burnumuzun dibinde tehlike büyüyor.

Fırat’ın doğusunda Amerika tarafından oluşturulan kontrol ve gözleme kuleleri, teröristleri korumak ve kollamak amacı ile yapıldı. Nitekim PYD üst düzey yetkilileri de açıklamalarında “Bu kulelerde Amerikalılarla birlikte görev yapacağız” diyorlar.

Yapılan bu adımların anlamı da şu:

Amerika, Fırat’ın doğusunda Türk askeri istemiyor. “Gelirseniz PYD’nin YPG silahlı güçlerini karşınızda bulursunuz” demek istiyorlar.

Bu satırlar yazılırken Amerika tarafından halen gizli yollardan YPG’ ye ağır silah sevkiyatının devam ettiği haberleri geliyordu.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adı altında oluşturulan hainlerin içine yerleştirilen PYD/PKK’lıların sınır boylarımıza iyice yerleşmeye başladığını da görmekteyiz. Tehlikenin boyutunun her geçen gün giderek artmakta olduğunu da söylemeliyiz.

Konunun özü şu:

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in “Türkiye’nin kaygılarını gidermeye yönelik Suriye’nin kuzeyine gözlem noktaları kuracağız” açıklamasının altından yeni bir terör kalkanı projesi çıktı. Pentagon ile YPG arasında yapılan anlaşmaya göre sınırın 5 farklı noktasına kurulacak gözlem noktalarında teröristler de ABD askerleri ile birlikte görev yapacak.

Hiçbir şey gizli kalmıyor.

YPG/PKK’ndan üst düzey bir terörist, Washington yönetiminin Fırat’ın doğusunda Türkiye’den teröristlere yönelik saldırıları önlemek amacıyla gözlem noktaları kurmaya başladığını söyledi.

Ayn El Arab’da 2, Tel Abyad’da da 3 gözlem noktası kurulmaya başladığını aktaran YPG’li terörist, Resulayn, Amuda ve Derbesiye’de de benzer merkezlerin inşa edileceğini dile getirdi.

İsmi gizli tutulan örgüt üyesi ayrıca, söz konusu gözlem noktalarında YPG’li teröristlerin de yer alacağını kaydetti. Arap gazetesine demeç veren terörist ayrıca, Pentagon ile örgüt arasında bir yıllık bir sözleşme imzalandığını ve gözlem noktalarının müzakere sonucu belirlendiğini aktardı.

YPG’li terörist ayrıca, 30 bin kişilik yeni bir terör ordusu kurulacağını ifade etti. YPG’li terörist, “ABD askerleri 30 bin yeni SDG’liyi eğiterek silahlandıracak. Bu güç, DEAŞ’ın uyuyan hücreleri ve Suriye’deki İran askeri varlığına karşı mücadele yürütecek” dedi. Terörist ayrıca, ABD ile YPG arasındaki anlaşmanın 2019 yılı sonunda uzatılabileceğine dikkat çekti.

Amerika yönetiminin bu iddialara yalanlama getirmediği, konunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermesi açısından önemlidir.

Milli Savunma Bakanı Akar’ın konu hakkındaki görüşlerini yansıtarak bugünkü yazımızı noktalayalım:

"Kanada'da General Dunford ve diğer ABD'li muhataplarımız ile yaptığımız görüşmeler sırasında ABD'nin Suriye sınırına kurmayı planladığı gözlem noktaları hususu da gündeme geldi. ABD askerleri tarafından Suriye sınırına kurulacak gözlem noktalarının ülkemizdeki algıyı son derece olumsuz etkileyeceğini, burada, 'ABD askerleri bir şekilde terörist YPG'lileri koruyor, onları perdeliyor' şeklinde bir algıya sebep olabileceğini görüşmelerimiz sırasında dile getirdik. Bu tür uygulamaların bölgedeki karmaşık durumu çok daha karmaşık hale getireceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bunlara gerek olmadığını da ifade etmek istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, sınırlarının ötesinden gelebilecek her türlü risk ve tehdide karşı gerekli tedbirleri alacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. ABD'li müttefiklerimizin PKK'dan hiçbir farkı olmayan terörist YPG'lilerle ilişkilerini bir an önce kesmesini bekliyoruz."