İSTANBUL (AA) - Şair ve İzdiham Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Parlak'ın yayınlanmamış şiirlerinin de yer aldığı 'Sevgili Huzursuzluğum' kitabının özel baskısı, dostlarını bir araya getirdi.

Parlak'ın hayattayken yayımladığı eserlerin yanı sıra bilgisayarında, defterinde, dosyalarında kalmış şiirlerin bir araya getirildiği kitapta, şair Atakan Yavuz ve akademisyen Yakup Öztürk'ün değerlendirmeleri ile 'Bülent Parlak Biyografisinin Birazı' başlıklı bölüm yer alıyor.

Ketebe Yayınları'nın hazırladığı programda, 2022'de hayatını kaybeden Bülent Parlak'ın yakın dostları, edebiyat dünyasından isimler usta kalemi andı.

Kitabın tanıtım ve anma toplantısının yapıldığı Türkiye Tasarım Vakfı'nda düzenlenen etkinlikte, Parlak'ın edebi serüveni ve ardında bıraktığı şiir evreni ele alındı.

- 'Çok gerçek, kendi şahsına münhasır biriydi'

Ketebe Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Furkan Çalışkan, kitabın çıkmasını hem bir kıymet bilirlik hem de nevi şahsına münhasır bir şairin eserlerinin farklı insanlarca okunmasına zemin hazırlamak olarak değerlendirdi.

Çalışkan, Bülent Parlak'la tanıştığında 20 yaşında olduğunu dile getirerek, 'Edebiyatla uğraşmaya çalışan bir gençken, herkes edebiyattan, poetik metinlerden bahsederken masaya birden bir adam geldi. Cağaloğlu'nda ve çok gündelik hayatın içinden bir şeyler anlatmaya başladı. Maaştan, trafikten dert yandı, futboldan konuştu. O zaman çok gerçek gelmişti Bülent Parlak bana. Sonrasında çok oturma fırsatım olmadı ama Bülent Parlak hep orada kaldı. Çok gerçek, kendi şahsına münhasır biriydi benim için.' dedi.

Ketebe Yayınları Dizi Editörü Aykut Ertuğrul da kitabın ortaya çıkışını bir iç borcun ödenmesi olarak nitelendirerek, şairin vefatının ardından hazırlanan bu ciltle birlikte, Parlak'ın şiirinin dağınık sayfalarda kalmaktan kurtulduğunu ve tek bir kapak altında kalıcılaştığını vurguladı.

Şairin yakın arkadaşlarından Adem Eyüp Yılmaz ise hazırlanan çalışmayı 'son kitap'tan ziyade 'gecikmiş ama bütünlüklü bir selamlama' olarak gördüğünü söyledi.

Toplantıda konuşan Yakup Öztürk, Bülent Parlak'ın şiirinin temelde iki farklı zemin üzerinden ilerlediğine işaret ederek, 'Birincisi, içinde yaşadığı toplumunun ve tarihin bir temsilcisi olduğu bilincidir. İkincisi şairin hayatının nesnel ve öznel taraflarını yazmasıdır. Bu tasnife göre birinci kanatta din ve gelenek, kapitalizm eleştirisi, doğu coğrafyası, gündelik hayat sahneleri yer alır. İkincisinde bütün sermaye şairin hayatıdır. Burada aşk, kadın, yalnızlık, pişmanlık gibi şairin bir özne olarak bakışında değişkenlik sergileyebileceği unsurlar görünür.' değerlendirmesinde bulundu.

Bülent Parlak'ın anne ve babasının ölümü ile gelen öksüzlük ve yetimlik halinin şiirinin ikinci kanadını meydana getirdiğini belirten Öztürk, 'Görece uzun şiirler yazdığı, serbest ölçüyü tercih ettiği, bütünden çok parça estetiğine önem verdiği söylenebilir. Bir şiirini birkaç tema etrafında inşa ettiği de çok açıktır. Ancak özellikle mısra şairi olmak gibi bir dikkatle hareket ettiği görülür. Bu, şiirlerinin tamamı için söz konusudur.' görüşünü paylaştı.

- 'Hep şair gibi yaşadı'

Şair Atakan Yavuz da her şairin şiirinin, kendi hayatının gölgesine benzediğinin altını çizerek, 'Bu gölge yalnızca bir siluet değildir. Yaşadıklarından, tercihlerinden, karakterinden, inatlarından ve sevinçlerinden süzülen ışığın biçimlendirdiği bir iz düşümdür. Bülent Parlak'ın şiiri de erkenden tamamlanmış bir hayatın kısa ama yoğun bir gölgesiydi. Yatağını yeni bir iklimde oymaktan yorulan ırmakların billur sessizliği kaldı ondan geriye. Hep şair gibi yaşadı, coşkun, isyankar, umarsız, hem levendane hem zarifane.' diye konuştu.

Şair ve yazar Ali Ayçil, genç yaşta hayatını kaybeden şair Bülent Parlak'ın sıra dışı kişiliği, yayıncılığı, dostluğu ve arkadaşlığıyla çevresinde iz bıraktığını vurgulayarak, 'Özellikle çıkardığı İzdiham Dergisi, edebiyat heveslisi gençlerin uğrağı oldu. Kişisel çabalarıyla, zor koşullar altında yürüttüğü edebiyat hareketi maalesef ölümüyle yarım kaldı. Yaşasa neler yapacağını merak edeceğimiz bir isimdi Parlak.' sözlerini kaydetti.

- 'Mirasını sürdürmek için elimden geleni yapacağım'

Arap Kupası taraftarları, Doha'daki tarihi çarşıya akın ediyor
Arap Kupası taraftarları, Doha'daki tarihi çarşıya akın ediyor
İçeriği Görüntüle

Bülent Parlak'ın kızı Yaren Parlak, babasının karakterinin, yayımlanan çalışmayla ortaya konulduğunu vurgulayarak, arasındaki derin sevgiyi, babasının elindeki şiiri yazmayı bitirdiğinde onunla paylaştığı anları dile getirdi.

Babasının hayata bakışana da değinen Parlak, 'Onun, hayatı 'tiye' alan biri yapısı vardı. Bir gün yürürken bana, 'Kızım mutlu ama huzursuz bir adamım' demişti. Kitabının adı da zaten 'Sevgili Huzursuzluğum'. O, nevi şahsına münhasır, kapsayıcı bir isimdi. Yaşamadığı hiçbir şeyi yazmayan bir şairdi. Bunun dışında babamın çok iyi bir gözlemci olduğunu biliyorum. Hep gözlemlediklerini şiirine taşıyor ve okurlarına hiçbir zaman yalan söylemiyordu. Babam, 'Biz öleceğiz ama yazdıklarımız yaşayacak.' diyordu. Bu etkinlikte bunu bir kez daha görmüş olduk.' dedi.

Yaren Parlak, babasının bıraktığı edebi birikime de dikkati çekerek, şunları aktardı:

'Babamın şiirlerinin tamamını vefat ettikten sonra hiç okuyamadım çünkü buna gücüm yok gibi hissediyorum. Ama onun şiirlerinin bana söyledikleri benimle devam ediyor ve edecek de. Bana hep 'Kızım biliyor musun, ben şairim, şiirlerimi bugün anlamazsan bile büyüdükçe anlayacaksın.' derdi. Onun bıraktığı İzdiham mirasını sürdürmek için elimden geleni yapacağım.'

Kaynak: AA