BUGÜN, DÜN ve YARIN: Bilinen ilk can kaybına 11 Ocak’da neden olan Corona salgını bugüne dek 20 bine yakın kişiyi kaybetmemize neden oldu. Bugün, neredeyse dünyanın tamamına yayılmış olan Corona, WHO tarafından 30 Ocak tarihinde pandemi, yani küresel ölçekte salgın olarak duyuruldu.

Hemen herkesin evine kapanmasına, buna olanağı olmayanların ise yapabildikleri ölçüde kişisel olarak korunmaya çalışmalarına neden olan, dünya ölçeğinde bir salgın. Tüm komplo teorilerine, dünya üzerinde Corona’ya gelene kadar şu veya bu sebepten şu kadar insan zaten ölüyor açıklamalarına rağmen, dünyanın hemen her ülkesinde Corona benzeri görülmemiş bir endişeye neden olmuş durumda.

Bugün, tüm dünyada yönetim sistemleri sağlık alanına ne derecede önem verdiklerini gözden geçiriyorlar. Bugün, hangi sisteme bakarsak bakalım bir yedekleme anlayışı olduğunu görürüz. Belki bir kriz anında ihtiyaç olur diye yapılan yedek sistem odaları, yedek enerji santralleri, yedek iletişim kanalları ve benzeri. Hepsi bir kriz anında sistemin durmaması için. Bugün biz, bir kriz yaşadığı halde yedeği olmayan bir sağlık sistemine sahip olduğumuzu öğreniyoruz. Hem de bir gün gerçekleşeceğini bildiğimiz küresel bir salgın beklediğimiz halde.

Bugün, hepimizin sağlığı ve geleceği, bu yedeği olmayan sağlık sisteminin korunmasına bağlı. Hepimizin geleceği aynı şekilde öncelikle sağlık personelinin ve sağlık ekipmanlarının yeterliliğine bağlı. Gerek İngiltere’de gerekse de Türkiye’de bugün bin kişi başına tüm branşlar dahil olmak üzere ortalama 2-3 doktor düşmektedir. Bugün o doktorlar, gece gündüz çalışarak bu zorlu günleri aşmamız için çalışmaktadır.

DÜN : SAĞLIK SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ

NHS, II Dünya Savaşı sonrasında İngiltere tarihinde önemli yeri olan kurumların başında geliyor. NHS ilk olarak 1945-50 yıllarında iktidarda olan Clement Attlee İşçi Partisi hükümetinin Sağlık Bakanı olan Aneurin Bevan – ya da yaygın bilinen adıyla Nye Bevan – tarafından oluşturuluyor. Servis 1946 yılında İngiltere ve Galler, 1947 yılında ise İskoçya ve Kuzey İrlanda’da işlemeye başlıyor. O yıllardan itibaren de tüm eleştirilere rağmen çalışmasına devam ediyor.

Peki nedir NHS’i bu kadar önemli yapan? Bir sağlık hizmeti olmasını da ötesinde bugün İngiltere için karakteristik bir özellik olması elbette. Danny Boyle, 2012 Londra Yaz Olimpiyatlarının açılış töreninde “tüm kurumlar arasında ulusumuzu en çok birleştiren kurum” olarak bahsediyor NHS’den.

Başbakan Boris Johnson, Corona ile ilgili konuşurken 22 Ocak 2020 tarihli basın toplantısında önündeki kürsüye şu mesajı yazıyor “Protect the NHS”. Diğer toplantılarında da yine NHS öncelikli kurum, korunması gereken kurum olarak bahsediliyor. Aynı şekilde, Türkiye’de ve tüm dünyada hükümetler ve halklar sağlık sistemlerini, daha da öncelikle bu sistemlerde hizmet veren sağlık çalışanlarını alkışlıyor.

Çünkü tüm halklar için öncelikli eşit olunmak istenen, sağlandığı halde de en öncelikli olarak korunmak istenen hak, sağlığa erişim hakkı. Gerek devletler gerekse de özel sektör tarafından desteklendiği halde en çok takdir edilen alanlar da sırasıyla sağlık, eğitim ve ulaştırma ve iletişim başta olmak üzere diğer altyapı hizmetleri.

YARIN : ÖNCELİKLERİ GÖZDEN GEÇİRMEK

Her yıl yaklaşık 120 milyon insanın doğduğu, 60 milyon insanın ise öldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bugün insan nüfusu her yıl 60 milyon artarak gezegende kalıcı bir tür olarak yaşamına devam etmeye çalışıyor. İstatistikler insan nüfusunun yaklaşık 10-12 milyar aralığında sabitleneceğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler 2014 yılının sonunda, 2015-30 yıllarını kapsayacak şekilde, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde 17 ana hedef açıkladı. Bu hedeflerin üçüncüsü ise herkesin sağlıklı ve kaliteli bir yaşam hakkına sahip olması.

Sağlık hedefi ayrıca 13 alt hedeften oluşuyor. Sekizinci alt hedef ise “kaliteli temel sağlık hizmetlerine erişimi ve herkesin güvenli, etkili, kaliteli ve uygun fiyatlı temel ilaçlara ve aşılara erişimini de kapsayan evrensel bir sağlık güvencesi sisteminin oluşturulması” amacını içeriyor. Yani bugün yaşadığımız sorunun çözümü için 2030 yılına kadar gerçekleşmesi planlanan bir amacımız var.

Bugünden başlayarak, kriz günleri geçer geçmez, hepimiz hangi işi yapıyor olursak olalım, gelecekte benzer bir sorun yaşamamak veya yaşadığımız halde daha güçlü bir şekilde atlatabilmek için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Yaptıklarımız ve yarattığımız değerin, içinde bulunduğumuz toplumun gelişimine, sağlığına ve dünyadaki tüm unsurlar ile birlikte sürdürülebilirliğine katkı sağlaması için çalışmalıyız.