Her şey sosyal medyada bir fotoğraf görmemle başladı. Yoksa Noel tatilimi Slovenya’da geçirmek gibi bir niyetim yoktu. O gördüğüm fotoyu buzdolabının üzerine astım her dolabı açışımda fotoğraftaki adaya olan  hayranlığımı daha da arttı. Bu arada google aramaları yaptım. Nasıl giderim, neler yapabilirim diye. Bir hafta sonra nihayet biletimi aldım ve dün de  hayalimi gerçekleştirdim.

Hislerim beni hiç yanıltmamıştır ve tahmin ettiğim gibi Bled golünü görür görmez aşık oldum. Gölün zümrüt rengi sularında küçük bir kayıkla süzüle süzüle adaya yaklaşırken Bled'in muhteşem kalesinin fotoğraflarını çekme fırsatı da buldum.

 

 

 

Bled, Slovenya’nın Avusturya’ya sınırına yakın Julian Alplerinin eteğinde yaklaşık 11.000 nüfuslu küçük bir yerleşim yeri. Slovenya’nın simgesi olan bu ada’daki kilisenin ismi  St Maria. Bahçesinde Mary Magdelanın da bir heykeli var. İnanışa göre, kilisenin içindeki çan’ı çalan ziyaretçilerin dilekleri gerçekleşiyor yeter ki buna inan ve en az 3 sefer çal. Ben bayağı bir asıldım ipe, çanları kimin için çaldım sır tabii ama olursa söz sizlerle paylaşacağım. Kilisenin özelliği bununla da bitiyor sanmayın birde balayına gelen yeni evli çiftler arasında da çok popüler, nedeni de şu, damat eşini kucağında  99 merdiveni düşürmeden çıkarırsa mutlu bir evlilikleri olacağına inanılıyor. Beni çıkarmak biraz zor olurdu herhalde diye düşünerek kendi kendime güldüm bir ara. Ada'da 360 derece manzara seyredip fotoğraf çekebilirsiniz manzara inanılmaz desem galiba gördüklerim karşısında yetersiz kalır. O eşsiz güzelliği ifade etmeye bütün dillerde bütün kelimeler yetersiz kalır.

Çanımı çaldım, mumumu yaktım, kilisenin içini hayranlıkla inceledim. Sonra hediyelik eşya dükkânından bir iki kartpostal alıp şahane bir kek yedim ama aslında ben  15. Yy da yapılmış gotik bir kiliseye uğrayıp zamanı durdurdum.  Yaşarken mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biri.

 

 

Bled adası gezim Noel tatiline denk geldiği için bana extra bir  bonus oldu. Süslenmiş ve ışıklandırılmış tahta barakalarda kurulan Noel pazarını ziyaret etmek de güzeldi. Lubiana’ya dönmeden önce Bled'in meşhur tatlısı kremsnitayı, sıcak şarabımızla test edip folk dansı gösterilerini izledik. 

Hava – 5 derece idi ama Bled adası beni öyle büyüledi ki kemiklerine kadar işleyen soğuğa bile aldırış etmedim.

YENİ YİLİNİZ KUTLU OLSUN. MUTLU VE SAGLIKLI  BİR 2017 DİLİYORUM.