Bütün dünya kamuoyu haftaya bir C-17A “US Air Force” uçağına tutunmaya çalışarak Taliban’dan canını kurtarmaya çalışan Afgan erkeklerin videosunu izleyerek başladı. Komplo teorisyeni değilim ama herhalde çok az kişi uçağın kuyruk numarasına dikkat etmiştir: 1109! Bu sayıları yan yana ve tam 20 yıl sonra yine bir ABD-Afgan resminde görüyoruz.

BUGÜN : KARA DELİKTEN SIZAN IŞIK

Söze tekrar komplo teorisyeni olmadığımı ve bu tür teorilere şüphe ile yaklaştığımı belirterek başlayayım. Ancak bütün dünyanın izlediği “Taliban’dan kaçış” videosunda kuyruk numarası 1109 olan bir uçağın yer alması, sanki arkalarında eşlerini ve çocuklarını bırakmamışçasına uçağa tutunmaya çalışan, hiç tutunmadan sadece yanında koşan ve bir kısmı ise kameraya el sallayan Afgan erkekleri… Sanki bir Amerikan filminin son sahnesi gibi kurmaca duygusu yaratıyor insanda.

Videoyu dünyaya servis eden TOLO TV Afganistan’ın en büyük haber sitelerinden birisi. TOLO TV, Londra doğumlu ve Afgan-Avustralyalı iş insanı ve girişimci Saad Mohseni’nin sahibi olduğu Moby Media Group’un bir parçası. Aynı medya grubu Avustralya’lı özel birlik askerlerinin Afganistan’da kana alışması için nedensiz işledikleri cinayetler sırasında kullandıkları gamalı haç asılı araç resimlerini kullanmaktan ise kaçınıyor. Gözümüze ışığı tutan, işte böyle bir medya grubu.

Peki eğer bir kurmaca ise, neden böyle bir videoya ihtiyaç duyuldu? Bu videodan kim ne anlamalı? Elbette ki kurmaca olsun veya olmasın bizim bunu anlamamız on yıllarımızı alacaktır. Dünya kamuoyu, kendisi ile paylaşılan bilgilerin göz kamaştırıcı ışığının arkasına sığınan büyük karanlığa dair bilgisizliği ile bugünü ve yarını anlamaya çalışıyor. Hiç birimiz bu parlak ışığın arkasındaki göremediğimiz zifiri karanlığa yaklaşamıyor, bu dipsiz kara deliğe yaklaşmaktan ve içinde ne olduğunu anlamak çabasından korkuyoruz.

Astrofizikte kara delikleri anlayabilmek için, bu evrenin en ürkütücü unsurunun arkasından bize gelen ışığın hareketini takip ediyoruz. Karanlığın arkasında ve çok uzakta olan ışığı ve onun kara deliğin yanından geçerken yaşadığı kırılmaya bakıyoruz. Bugün Afganistan karadeliğinin arkasından nasıl bir ışık geliyor acaba gözümüze? Ya da görmeye çalışabilir miyiz? Görmek herhalde çok iddialı olur, ancak belki bir fikir yürütebiliriz.

DÜN : HİKAYESİNİ YAZAMAYAN HALK

ABD’nin yirmi yıllık Afganistan işgalinde açıklanan sayılara göre 170 binden fazla insan yaşamını kaybetti. On yıllardır devam eden iç savaşlar ve işgaller döneminde kan gölüne dönen coğrafyada bugünden sonra Taliban döneminde daha ne kadar insanın hayatını kaybedeceği belli değil.

Afganistan tarihine herkes ulaşabilir. Sovyet Rusya, İngiltere, ABD, Rusya ve Afganistanın iç unsurları yoksulluk ve yoksunluklarla boğuşan bir halkın tüm insani haklarını da işgal ederek, bu kanlı tarihin yazımında ana rolleri üstlenmiş durumda. Bütün bu savaş döneminde bozbulanık hale gelen coğrafya, her türlü uygunsuzluğun ve kanunsuzluğun  yaşanmasına da olanak sağlayacak bir ortam oluşturmuştur.

Son döneme geldiğimizde, her dönemde ve her coğrafyada olduğu gibi, ülkede barışı ve istikrarı sağladığını söyleyen güçler teker teker çekilme kararı aldı. Kendi kaderine terk edilen ülkede neler olabileceği zaten çok önceden belli idi. 

Uluslar arası gücün çekilmesini takiben Taliban’ın kontrolü ele geçireceği zaten bilinen bir gerçekti. Hızı konusunda farklı görüşler olsa da geçtiğimiz iki haftada yaşananlar kaçınılmaz bir sonuçtu. Fakat bu çekilmenin Taliban ile görüşmeler ve anlaşmalar yapılmadan olduğuna inanmak için ise hiç bir nedenimiz yok. Servis edilen videonun, Taliban’a ülke içinde ürkütücü ve baskıcı bir güç sağladığı, dünyaya ise kendi dininden kaçanların görüntüsünü sunduğunu düşünebiliriz.

PEW Research’ün dünya nüfusunun tabi olunan dine göre dağılım projeksiyonuna göre, 2035 yılında dünyada yeni doğan çocuk sayısında ve 2070 yılında ise toplamda Müslüman nüfusun diğer tüm dinleri ve dolayısı ile tarihte ilk kez Hristiyan nüfusu geçeceği öngörülüyor. İnanç sistemleri üzerinden bir analize gitmeden dahi, bu değişimin sosyal alanı ve talebi dolayısı ile ekonominin temel kurallarını ve nihayetinde bir üst yapısı unsuru olarak genel siyaseti değiştireceği beklenmelidir. Dünyanın kurulu düzeninin bu değişime ne kadar hazırlıklı olduğu bir tartışma konusu. Mevcut sistemin, bu değişim noktasını değiştirmeyi veya en iyi ihtimalle gerçekleşme tarihini ileriye atmayı talep edebileceğini tahmin etmek çok zor değil.

Bu noktada, dünya tarihinde daha bugünden ikonikleşen, kendi dininden kaçanlar görüntüsü oldukça etkili olacaktır. Bu durumda, 1109 kuyruk numaralı uçağın, uçağa tutunanların ve bu kaçışa neden olan Taliban’ın kendisinin de aynı senaryonun aktörleri olduğunu söyleyebiliriz. Peki ya Afgan halkı? İşte Afgan halkı, bu kötü yazılmış senaryonun en az değer verilen ve hatta hiç dikkate alınmayan, sözde destekçisi olan kişiler tarafından dahi aşağılanarak eleştirilen en dezavantajlı kesimi. Erkekleri, kadınları, çocukları ile gelecekleri karartılmış, eşsiz değerdeki insanları.

YARIN : NELER BEKLEYEBİLİRİZ Kİ?

Senaryoyu yazanların acelesi olduğu belli. Hafta başında, neredeyse Afganistan’ın yönetimine kendi eylemeri ile atadığı Taliban’ın hakimiyetini eleştiren ve tanımama naraları atan batının, ertesi gün uygulamalarını yakından takip edeceğini, bir sonraki gün ise tanımasının kurallarını açıkladığını görüyoruz. Bu nasıl bir politik karar hızıdır, bu nasıl bir dönüşümdür? Takip etmekte güçlük çekiyoruz.

Ancak acelemiz var elbette. Senaryonun devamının hızla yazılması gerekiyor. Önümüzdeki beş yılda, bir yandan Taliban’ın güçlenmesine, en sert islami uygulamalarına, recm videolarına, sokaklarda insanları idam etmesine, diğer yandan ise batı ile üst düzey toplantılarda görüşmelerine şahit olacağız.

Taliban Afganistan’da haim güç olacak ve bir yandan da nereden geldiği belli olmayan (!) silahlar ile askeri gücünü arttıracak. Kötü ve herkesin korkacağı bir aktör yaratılacak. Belki Kuzey Kore’den de ürkütücü bir kara delik. Daha sonra neler beklemeliyiz?

Güçlü Afganistan’ın ilk hedefi Batıdaki sınır komşusu İran olacaktır. Beş yıl içinde üretilmiş mücahit Taliban yönetiminin İran’a saldırmasını bekleyebiliriz. Peki o gün ne olacak? İşte o gün batının İran’ın yanında olacağına şüphe yok.

Elbette ki, son derece belirsiz bu ortamda ve son derece erken bir tarihte böyle bir yazıyı ve gelecek tahminini paylaşmak tercihim olmazdı. Elbette ki, paylaştığım tüm ihtimaller tartışmaya açık. Ancak tekrar sizi kuyruk numarası 1109 olan US Air Force uçağı videosunu – ama bu sefer büyük bir dikkatle – izlemeye davet ediyorum.