Herkese Merhabalar, beyaz geceler denince aklıma ilk gelen, çarlara ev sahipliği yapan, Paris mimarisi, Venedik kanalları, Prag bahçeleri ile anılan, aynı zamanda Neva Nehri'nin hayat verdiği kanalları ve irili ufaklı köprüleriyle Unesco Dünya Kültürel Mirası Listesi'nde yer alan Rusya'nın büyüleyici şehri St Petersburg gelir. 25 Mayıs-16 Temmuz  arası St.Petersburg beyaz geceleri yaşar. Güneş 11.30 da batmaya başlar ama 12.30 da hala alaca karanlıktır. Güneş saat  3 te tekrar doğmaya başlar. Rusya'nın bu  ikinci büyük kenti aynı zamanda çok önemli bir sanat, bilim ve kültür merkezidir. Şehrin en önemli yeri Nevski Caddesidir sanırım. Ünlü mağazalar, kafeler, restorantlar  genelde buradadır. Turistlerin gittiği yerlerin başında bulunur. Puşkin’in 38 yaşında ölümü ile sonuçlanan düelloya gitmeden önce son kahvesini içtiği  Edebiyat Kafe'ye uğrayın arkasından kanal turu yapın bütün kış boyunca soğuktan eve kapanan halkın nasıl çılgınca beyaz geceleri  kutladığını görün. Dünyanın en önemli ve büyük müzelerinden Hermitage Müzesindeki 3 milyondan fazla sanat eserini görün.

 

 

Gelelim mutfaklarına, Rusya coğrafya olarak çok yakın bir ülke olduğu için bazı yemekleri yabancı değil. Mesela bezelye, mayonez ve patatesten oluşan meşhur Rus salatasını herkes bilir. Eğer havyar sevenlerdenseniz doğru şehirdesiniz ve havyarın ne kadar ucuz olduğu sizi şaşırtacak. Geleneksel Borsc Çorbası mutlaka denenmeli. Pancar, lahana, havuç, soğan karıştırılarak yapılan çorba sizi ilk görüşte heyecanlandırmasa da tadı görünüşünden çok daha iyi. 

 

 

Çaykovski, Sostakovic, ve Rimski Korsakov hayatlarının büyük bir bölümünü burada geçirmiş. Puşkin son nefesini kıskandığı karısı uğruna giriştiği bir düello sonucunda yaralanıp ölmesiyle burada vermiş. Dostoyevski dünyaca ünlü suç ve cezayı burada yazmış. Dostoyevski'nin ünlü romanına da ismini veren Beyaz Geceler' i yaşamak istiyorsanız hala geç kalmış sayılmazsınız. Puşkin sizi gurur ve asaletiyle selamlasın. St. Petersburg'un geniş ama eski kaldırımlarında kulağınıza en sevdiğim dizeleri fısıldasın: “Aysız ama aydınlık gecelerinde gördüğüm düşleri, gece lambamı yakmadan okuyup yazdığım odamı sevmiyorum, sana hayranım Petersburg.

 

 

Haftaya görüşmek üzere