Berlin ve Berlin Duvarı söz konusu olduğunda sanatseverlerin aklına ilk gelen isim sokak sanatının duayeni Thierry Noir kuşkusuz.

Bundan yaklaşık 3 yıl önce Avrupa Gazetesinde yazdığım ilk yazımda onun sokak sanatı yolculuğundan bahsetmiş,Berlin Duvarı'nı protesto yönteminin önünde saygıyla eğilmiştim.

Aradan geçen 3 yıl içinde bir kaç kez daha konuk oldu sayfama kişisel sergileriyle.

O arada Noir'un yoğun gündemini takip etmekte oldukça zorlandım açıkçası.

Amerika,Fransa,İngiltere,Almanya arasında mekik dokudu bu süre içinde.

 

 

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden bana gönderdiği özel mesajda, Londra'da yaptığı eserlerin haritasını görünce yeniden konuk etmek istedim ustayı .

Böylelikle 18 Mayıs tarihinde Howard Griffin Gallery'de açmış olduğu sergiden de sözetme fırsatı doğdu.Zira uzun zamandır yazmak istiyordum.

Serginin ismi "The Thierry Noir Museum".

Şaşıracaksınız ama sergi halen devam ediyor ismine atıfta bulunurcasına.

Galerinin sahibi Howard Griffin yine bir ilke imza atarak bu güne kadar yapılmış en uzun süreli sergiyi hazırlamış Londralı sanatseverlere.

Galeri pek çok kez konuk oldu bu sayfaya açtığı birbirinden yaratıcı ve çarpıcı  sergilerle.

Hatırlarsınız; Phlegm,Delgado,Run bunlardan sadece birkaçı...

31 Aralığa kadar devam edecek sergi için usta sanatçının retrospektifi diyebiliriz.

Gezmek için hala zamanınız var.Tekrar hatırlatayım.

 

 

 

Theirry'nin sergisinde her ne kadar eğlenceli ve renkli eserler izlesek de,bu eserlerin alt metninde büyük bir trajedinin izleri var.Çünkü bu eserlerin çıkış noktası Berlin Duvarı;

Thierry Noir 1982 yılında vatanı Fransa'dan Berlin'e sanatı için geldiğinde ilk işi arkadaşı Christope Bouchet ile Berlin duvarını boyamak olmuş.

Noir geceleri 3 metre uzunluğundaki duvarı arkadaşı ile birlikte canlı, (sonradan stili olan) rengarenk eğlenceli

desenlerle donatmış.Amaçları protesto tabi.Belki bu saçma görüntü duvarın yıkılmasına yardımcı olur diye düşünmüşler naifçe.

O dönem duvarı bırakın boyamayı yanına 10 m yaklaşmak bile yasak,her köşede polis var ve yakalanırsanız tutuklanmanız söz konusu.

1989 yılında Berlin Duvarının yıkılmasından  sonra Theirry Noir'ın desenleri duvarın ve Berlin'in sembolü olmuş.

Berlinliler duvarın yıkılması için değirmenlere karşı savaşan bu romantik ve yetenekli sanatçıya saygılarını ve sevgilerini onu şehrin sembolü yaparak göstermişler.

Bugün East Side Gallery'ye

yolunuz düşerse 1.3 km lik duvarda gözünüze ilk çarpan Noir'ın rengarenk çizimleri olacak.

 

Yazımın başına dönecek olursak; sözettiğim Noir'ın mesajında yer alan Google'ın haritasında işaretlediği eserlerinin dağılım alanı oldukça geniş.

Ama yine de Londralılar,Berlinliler kadar şanslı değil eser sayısı bakımından.Kişisel olarak Noir'a teşekkür etmek istiyorum gri şehrimizi neşelendirdiği,renklendirdiği için.Daha fazla Thierry Noir eseri görmek ümidi ile ...

 

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!