Jean-Michel Basquiat 31 yıl sonra Londra'ya geldi.Ve onu kapıda Banksy karşıladı!

Barbican'da sergi başlamadan sadece 1 gün önce,bilet kuyruğunun başladığı duvara ve sergi salonu giriş yoluna yaptığı iki eserle Basquiat'e saygı duruşunda bulunan Banksy,neredeyse adından Basquiat'den fazla söz ettirti.

 

 

Zekasına her zaman hayran olduğum sanatçı yine hiciv ve espriyi harmanlamış eserlerinde.

Bilet kuyruğunun girişine yaptığı dönme dolap,Basquiat'ın duvarlara yaptığı eserlere attığı imza "SAMO" ya (same old shit) gönderme olmuş.

Oturaçların yerine kondurduğu taçlar,sanatçının Basquit'e hayranlığının ve saygısının sembolu.

Hatırlarsanız rakibi Robbo öldüğünde de onun eserlerinden birinin üzerini taçlandırmıştı saygısının ifadesi olarak.

 

 

İkinci eser sergi salonu girişinde. Basquiat ünlü eseri "Boy and Dog in Johnnypump" ın reprodüksiyonu.

Banksy İnstagram hesabından,yaptığı bu eseri "resmi olmayan" ortak çalışma olarak duyurdu.Banksy'nin ünlü İngiliz polisleri Basquiat'i duvara yaslamış sergisine girmeden önce arıyor!

Banksy ince zekasıyla bu eserin adını "Hoşgeldin" koymuş!

 

 

New York'un ara sokaklarından çıkan ve grafitinin en önemli isimlerinden biri olan Basquiat,80'li

yılların Amerikasına damga vurmuş bir sanatçı.

70'lerin sonlarında Manhattan'da "SAMO" (Same Old Shit) imzasıyla yazdığı duvar yazılarıyla dikkat çekmeye başlamış.Hatta para kazanmak ve adını duyurmak için sanat galerilerin kapılarında kendi çalışmalarının kartpostallarını ve t-shirtlerini satmış.Bu adını duyurma arayışları,Basquiat olmasını sağlayan Andy Warhol ile tanışmasını sağlamış.

Bir süre sonra çalışmaları sokak sanatından çıkarak,Jamaika kültürünün bir parçası olan vudu (kara büyü) ve İncil mitolojileri, hatta çizgi roman ve reklam karışımı olan tablolara dönüşmüş.

Yaptığı eserlerdeki anarşik temalar Afro-Amerikalıların resim sanatı açışından ilk başkaldırısı olarak nitelendirilebilir.Basquiat’in bu kadar çabuk ünlü olmasının en büyük sebeplerindendir bu başkaldırış.

Ölüm, ırkçılık ve kader gibi kavramlar üzerine yoğunlaşmış eserleri.Belki de bu yüzden gencecik yaşında bu dünyadan ayrılmayı seçti.Henüz 27 yaşındaydı aramızdan ayrıldığında.

1960 yılında New York'da doğan sanatçı yine 1988 yılında New York'da öldü.Arkasında bıraktığı sayısız eser ve hatıralarıyla...

 

 

Sergiye gelecek olursak,Barbican'da 21 Eylül'de açılan sergi

Sanatçının 1981’deki ilk sergisini yeniden canlandırmayı hedefliyor. Sanat eserlerinin yanı sıra sanatçının eskizleri,fotoğrafları,filmleri de yer alıyor.

Küratörlüğü Dr. Dieter Buchhart ve Eleanor Nairne tarafından gerçekleştirilen "Basquiat: Boom For Real" 28 Ocak 2018’e kadar Barbican’da ziyaret edilebilir.

 

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!