Bu ay konusuna iyice odaklandık. Eller aya biz yaya derken şimdi biz aya ellerde yaya demeye başladık. Artık günlerdir bu aya gideceğiz konusu işlenip duruyor beyinlerde. Ondan mıdır nedir benimde beynime yerleşmiş bu aya gitme konusu.

Bu gece ay düşü gördüm.

Düşümde beni aya göndereceklermiş.

Öyle sevindim ki heyecandan yerlere bile basamadığımı fark ettim.

Düşümde herkese ben aya gidiyorum diye afra tafralar attım.

Beni bir yuvarlak bidonun içine koydular.

Ne olduğunu anlamadan, nereye gittiğimi bilmeden uzaya doğru gittiğimi hissettim.

Yolda yıldızlarla konuştum.

Onlar bana dünyada neler oluyor diye sordular.

Bende virüs belasından çektiklerimizi ve diğer sorunlarımızı anlattım.

Ama onların yüzlerini göremedim.

Nasıl konuştuklarını duydum sadece.

Yada öyle hissettim.

Ayda çok hafiftim.

Hiçbir şeyin ağırlığı yoktu.

Herşey havada uçuşuyor gibiydi.

Bende ay yüzeyine ayağımı basmaya çalıştım.

Ama bir türlü yürüyemedim.

Orda acıktığımı, susadığım bilmiyorum.

Tamam dedim.

Acıkıp susamadığım için çalışmaya, eve ekmek götürmek için didinmeye gerek yok.

Oh be ay varmış diye sevindim.

Orada adalet diye bir kavramada gerek yoktu.

Yapılan ayırımcılıkları,kayırmacılıkları sen ben kavgalarında rastlamadım.

Oralarda çöpten pazar artıklarını toplayan gariban insanlarıda görmedim.

Sahi hiç çöp yada çöplükte görmedim.

Başka insanlar varmıydı?

Hayvanlar varmıydı onuda bilmiyorum.

Ama sesler duyabiliyordum.

Böylece hür ve özgürlükler içinde yaşamayı iyice özlemişim.

İstediğimi söyleyip yazabiliyordum.

Bir anda köpeğimiz ayazın sesiyle uyandım.

O kadar mutlu ve huzurlu hissetmemiştim kendimi.

Birde baktım ay may yok.

Kendi yatağımdayım.

Gerçeklerle yüzleştim.

Gene ülkemizin içinde bulunduğu koşulları düşünmeye başladım.

Hergün korana belasından yaşamlarını yitiren insanlarımızı...

Katledilen kadınlarımızı...

Cani katillerin bir mağarada asker ve sivil insanlarımızı şehit ettiklerini düşündüm.

Ülkemizdeki yoksulluğu, yolsuzlukları, işsiz kalıp evine ekmek götüremeyen yurttaşlarımızı ve çektikleri sıkıntıları düşündüm.

Bunlar her gün yaşadığımız çilelerdi.

Yıllardır bu şekilde mutlu olmamıştım.

Ne olurdu sanki.

İnsanlarımız aç ve açıkta olmasa.

Hele yüreklerimizi yakan şehitlerimiz.

Bu acılara neden olanları Allah güldürmesin.

Gene kalleşce 15 canımızı, evladımızı katlettiler.

Bunlar ne biçim insan?

Allah onları da bildiğii gibi yapsın.

Hepinize sağlıklı acıların, açlıkların olmadığı günler versin Allahım.