Coco Matmazel parfümden başka marka parfüm kullanmayan, Massimo Dutti kim? diye soracak kadar saf olan ben, kalbimin sesini  dinleyerek aşık olduğum bir İtalyan için Milano’ya yerleştim. Geçen bir yıl süresince de Armani ve Cavalla gibi başarılı modacılarının devamlı müşterilerinden biri olmayı başardım… Ama sadece cafe ve restoranlarında!

 

 

Bu hafta sonu ziyaretime gazetemiz yazarlarından arkadaşım İlkgül Karaca  geldi. Modanın kalbi Milano da kız kıza harika bir hafta sonu geçirdik. Londra’dan sadece 1,5 saat olması ve Ryan Air ile Easy Jet gibi ekonomik havayolları sayesinde, Milano hafta sonu seyahati için mükemmel bir imkan olabilir.

 

 

Milano şehri için önerilerim:

1827 yılından beri hizmet veren Milano’nun eski cafelerinden biri olan Cova da  ister cappuccino ister çay için ama mutlaka atmosferi hissedin…

Öncelikle Milano bir aperitivo şehridir. İşten çıkanlar, barlarda önceden hazırlanmış genelde soğuk olan küçük bir büfe hazırlayıp, zevke göre sipariş edilen kokteyl yada diğer içkilerle geceye başlarlar.

Dünya modasına yön veren şehirlerden biri olarak tanınan Milano da haliyle şık giyinen insanlara rastlayacaksınız. Salatadan  başka yemek yemeyen 0 beden İtalyan kızları özellikle yaz günlerinde canınızı biraz sıkabilir.

Moda üçgeninde hiç bir şey almasanız da yine de turlayın, Guccilerin, Armanilerin rengarenk vitrinleri size büyülesin.

Brera bölgesinde kurulan bit pazarına denk gelirseniz bir şey almasanız bile etrafta dolanıp eski eşyaların kokusunu içinize çekin.

Milano’ya kadar gelmişken Lecco ya da Como ya günü birlik gidip gölleri ziyaret edebilirsiniz.

Duomo’yu mutlaka ziyaret edip mümkünse çatısına çıkın, bu şaheser yapıyı gezmeden Milano’yu gezmiş sayılmazsınız.

Modanın kalbinin attığı bu şehrin kalesini de unutmayın. Kahvaltı sonrası iyi bir yürüyüş olabilir. İtalyanlar bizim gibi kahvaltıya çok düşkün bir millet değil, genelde kruvasan veya küçük bir kek Expresso ya da Cappuccino ile geçiştiriyorlar ama turistler için de çok güzel Panini ve tost çeşitleri var.

Türk yemeği yiyelim derseniz Meydan Restorant ya da İstanbul Ayasofya’yı tavsiye ederim. Güler yüzlü servisleriyle kendinizi Türkiye’de hissedeceksiniz.

Haftaya görüşmek üzere…