Ülkemizi yönetenler çevremizde bulunan ülkelerle olan anlaşmazlıklarını birçok Avrupa ülkesiylede yaşamaya başladı.

Almanya ve Avrupa Birliği'nden ard arda açıklamalar geliyor. İşte şöyle yaparız, böyle yaparız diye. Biz kurtuluş savaşı ve o yıllarda tüm dünyaya meydan oluyarak topraklarımızdan canımız, malımız  pahasına bağımsızlığımızı kazandık. Geçmişten kalan borçları da ödedik. Daima başımızı dik tuttuk. Ama haklı olduğumuz için yaptık bütün bunları. Kimseye racon kesmedik. Kimseye hakaret etmedik. Kimsenin malına, mülküne saldırmadık. Dünyanın tüm insanlarını ve ülkemizin insanlarını ötekileştirmedik. Haklı iken haksız duruma düşmedik. Geçmişimizi karalamakla bir yere varamayız. Çanakkale savaşıda, kurtuluş savaşında, kıbrıs barış harekatında yapılanları unutmamalıyız. Öyle milli bayramlarımızı kutlamayarak, ortadan kaldırmaya çalışmakla bir yere varamayız. Önemli olan birlik ve beraberliğimizi sağlamakla meşkul olmalıyız. Elimizden geleni yapmalıyız ülkemiz, birlik ve beraberliğimiz için.Kendi geçmişimimizi inkar ederek Atatürk ve değerlerimize saldırarak bir yere varamayız.

Son yıllarda artarak devam eden konulardan biriside eğitim, öğretim alanında yapılan değişikliklerdir. Okullarımızda dini eğitim her zaman verilmekte. Ben de 28 yıldır öğretmenliğim sırasında dinimizde bireylerin neleri bilmesi gerekiyorsa, neleri yapması gerekiyorsa vermeye, hatta bizzat uygulamalrını sağladım öğrencilerimize vede çalıştığım köylerdeki insanlara. Ama kuran kursları adı altında yapılan milli eğitimden uzak kimin ne yaptığı belli olmayan kişilerin verdiği kuran öğretiyoruz diye, Atatürk'e, Cumhuriyet'e, milli değerlerimize karşı karalama, kötüleme öğreterek bir yere varamayız.Bu gibi yerlerde eğitim öğretim veren kişiler hangi pedagojik eğitimden geçmişlerdir?Çocuk ve eğitimi konusunda ne bilmektedirler?Çocuk eğitimi sadece onları sevdiğini sanmakla yada cezalandırılarak verilmez. Bu iş her konuda olduğu gibi uzman kişiler tarafından verilmelidir.Anlamadan, dinlemeden Arapça Kuran'ı okuyarak ne eldedeceklerdir? Geçen gün camide namazdan sonra hocaya söyledim. Namaz bitince arapça okuduğun ayetlerin Türkçesini de söylesen dedim. Ben Türkçesini bilmiyorumki dedi. Diğer biriside arapça ayetler okuyarak mimberden inmeden önce Türkçe namazdan sonra yardım kutusuna yardım yapılmasını defalarca söyledi. Namazadn çıkınca gene hocaya neden vaaz sırasında arapça okuyorsunda yardım isterken Türkçe söylüyorsun dedim. Yardım isterken arapça söylesem kimse anlamaki dedi. Adam dua diye cebinde yıllardır sakladığı arapça bir metni birgün birisine okutmuş. Meğer içine yazılanlar bir arap nakliye şirketinin ilanıymış.Buna benzer örnekler çok.Ama önce kendi dilimizce kutsal kitabımızın neler söylediğini öğrenmeli, araştırıp okumalıyız. Bu iş okulların yanında başka yerlerde kuran kursları açarak olmaz. Okullarımızda varsa eksiklikler gereki düzenlemeler yapılarak dinimizin emir ve yasaklarını çocuklarımıza ve diğer insanlarımıza öğretebiliriz.Bence bu doğrultuda yapacağımız iş birilerinin bizim kitabımızda yazılıp söylenenleri parayla satanların işine gelmiyor.Biraz toparlanalım. Kendimize gelerek doğruyu yanlışları kaynağından öğrenmeye çalışalım.Kuranı okuyalım.Anlayalım. Anlatmaya çalışalım. Ama kendi dilimizde. Sağlıklı günler, yıllar dilerim.