Hakkari'nin bir ilçesinde dondurucu soğuk, diğerinde bahar havası
Hakkari'nin bir ilçesinde dondurucu soğuk, diğerinde bahar havası
İçeriği Görüntüle

Yağmur ÖNGÜN/İZMİR, (DHA)- ÇEVRE Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Yücel, mikroplastiklerin anne sütü ve plasentada dahi tespit edildiğine dikkat çekerek, hızla artan plastik üretiminin hem çevreyi hem de insan sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiğini söyledi.

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda, mikroplastiklerin anne sütü ve plasenta dokusunda dahi tespit edildiğini ortaya koyulduğunu belirten Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Yücel, bu bulguların plastik kirliliğinin en önemli çevresel sorunlar arasına girdiğini ve aynı zamanda insan sağlığı açısından da ciddi riskler barındırdığına dikkati çekti. Küresel plastik üretiminin son 50 yılda 7 kattan fazla artarak yıllık yaklaşık 360-430 milyon ton arasındaki seviyelerine ulaştığını dile getiren Yücel, 'Boyutu 5 milimetreden küçük plastik parçacıklar olarak tanımlanan mikroplastikler, çevredeki plastik atıkların güneş ışını, ultraviyole radyasyon, rüzgar, aşınma ve fiziksel parçalanma süreçleri sonucunda meydana geliyor. İlk olarak deniz ekosistemlerinde tespit edilen bu parçacıkların, günümüzde karasal ekosistemlerde, orman topraklarında ve hatta havada asılı partiküller halinde de bulunuyor. Ayrıca mikroplastiklerin besin zinciri yoluyla insan vücuduna taşındığına dair araştırmalarda bulunmaktadır' dedi.

'PLASTİK ATIKLARIN YÜZDE 40'INI AMBALAJLARIN OLUŞTURDUĞU TAHMİN EDİLİYOR'

Son yarım yüzyılda plastiklerin, hafiflikleri, düşük maliyetli üretimleri ve çok yönlülükleri sayesinde günlük hayatın her alanına girdiğini vurgulayan Yücel, '2023 yılında küresel plastik üretimi yaklaşık 415 milyon tona ulaştı; bu artış bize plastik atık miktarının da yüzyılın başına göre kat kat artış gösterdiğini anlatıyor. Ham maddesi plastik olan ürünlerin artıları var. Cam, alüminyum, demir veya pamuk gibi alternatiflere göre daha ucuz ve proses olarak daha kolay üretilebiliyorlar; örneğin gıda alanında hijyen sağlıyor ve raf ömrünü uzatıyorlar. Ancak bu avantajlar, plastik tüketiminin büyük bölümünün kısa ömürlü ve tek kullanımlık bu ambalajlarda gerçekleştiği gerçeğini değiştirmiyor. Bu ambalajlar plastik atıkların yüzde 40'ını oluşturduğu tahmin ediliyor' diye konuştu.

'BİR BEBEĞİ DAHİ ANNE KARNINDA PLASTİK İLE TANIŞTIRIYORUZ'

Plastik kirliliğinin bugün derin okyanus çukurlarından Everest'in zirvesine, içme suyundan insan kanına hatta anne sütü ve plasentaya kadar ulaşmış durumda olduğunu dile getiren Yücel, şöyle devam etti:

'Bu yayılım mikroplastik formunda içme suyu ve toprak yoluyla, gıda zinciri üzerinden, solunum yoluyla insan vücuduna girebiliyor. Eğer bugün durdurmazsak yılda 430 milyona ulaşan plastik üretimi ivmelenerek artacak. Bizlerin örneğin pet şişe gibi tek kullanımlık plastikleri elimize alırken sorgulamamız gerekir. Bir bebeği dahi anne karnında plastik ile tanıştırıyoruz. Hayvanlarda, deniz canlılarında, kuşlarda gıdalarımızda, tuzda, içme suyumuzda ve giysilerimizde dahi mikroplastikler bulunuyor. Dolayısıyla mikroplastik her yerde. Arıtma tesislerinde bununla ilgili bir arıtım teknolojisi halen yok. Dolayısıyla bu durum hem çevre kirliliğine hem de insan sağlığını tehdit eder hale gelebiliyor. İnsan sağlığı ile ilgili yapılan araştırmalarda, hastalık anında kişinin iyileşmesini zorlaştırıyor. Vücuttaki inflamasyonu arttırıyor. Alzheimer'ı arttırdığı ile ilgili bulgular da var. 10 yıl içerisinde denizdeki canlılardan daha fazla mikroplastik atık olacağı konuşuluyor. Üretim 7 kat artarken bunun sadece yüzde 10'unun geri dönüştüğünü söyleyebiliriz. Dolayısıyla atığı azaltmak için insanların tüketim alışkanlıklarını düzenlemesi ve bilinçli bir şekilde satın alıp bilinçli bir şekilde atması gerekiyor.' (DHA)

Kaynak: DHA