Doğuştan zihinsel engelli ressam Muhammed Yalçın'ın hikayesi ve eserleri oldukça ilgi çekiyor sosyal medyada.

Ben de hemşerim olan bu yetenek ile tanışıp izlenimlerimi sizinle paylaşmak istedim bu hafta.

Fedakar bir baba ve sanırım dünyanın en şeker ressamının hikayesi büyük ders niteliğinde zira.

Muhammed Yalçın, doktorların koyduğu tanı ile zihinsel engelli.

Ben farklı demeyi tercih ediyorum çünkü çoğumuz onun çizdiği güzel resimleri çizemeyiz. Muhtemel onun sahip olduğu inanca da sahip değiliz.

O, ailesiyle yaşadığı gecekonduyu resimleri ile aydınlatıp rengarenk bir galeriye dönüştürmüş özel bir yetenek.

Baba Hasan Yalçın'a Muhammed'in resim ile nasıl tanıştığını sordum.

"2009 yılında Çağdaş Özel Eğitim Uygulama Merkezine başlattık Muhammed'i. Ancak o sırada 20 yaşında olduğu için 1 yıllığına kabul edebildiler.

Muhammed'in öğrenci olduğu dönem ressam Harun Antakyalı workshop için davet edildi Uygulama Merkezine. Orada oğlum Muhammed ile tanıştı ve onda ışık gördüğünü söyledi. Birlikte çalışmaya başladılar. Muhammed kantin duvarlarını boyayarak sergi açtı.

Çok beğenilen bu sergiden dolayı okul tekrar davet etti Muhammed'i" dedi.

Sonrasında evin bir odasını resim atölyesine çevirmiş baba Yalçın Antakyalı'nın tavsiyesi üzerine.

Eline fırça ve kağıt verildiğinde görülmüş ki onun dünyası tahmin edilenden çok daha büyük. Öyle ki kağıt, tuval yetmemiş hayallerini resmetmeye. O da yaşadığı evi donatmış içindeki renklerle. Hem içini hem dışını.

“Odayı atölyeye çevirdik boyamaya başladı. Diğer odalara geçti. Sonra evin tamamını boyayarak kapattı" dedi oğluna sevgiyle bakarken.

Evin tamamını 1 bir yıl içerisinde boyamış. Sadece duvar değil tuval ve kâğıt üzerinde de çalışmış aynı zamanda.

Ailesi imkansızlıklardan dolayı hem tedavi hem de eğitim açısından yeterince destekleyememiş Muhammedi.

Yıllarca sokakta seyyar tezgahında mısır, kestane satarak evin geçimini sağlamaya çalışan baba Yalçın,

“Kendi gücümüz yettiği kadarıyla çalıştığımızın yüzde 50’sini Muhammed’e harcıyoruz. Ben seyyar satıcıydım. Mevsimine göre mısır, kışın ise kestane satıyordum. Yıllarca 5 lira kazanırsam 3 lirasını Muhammed’in boyasına, fırçasına harcadım.

Ama artık çalışmıyorum. Sadece Muhammed ve sanatı ile ilgileniyorum çünkü onu anlayan, ilgilenebilecek tek kişi benim" dedi sohbetimiz sırasında.

Muhammed’in resimleri daha önce benim de üyesi olduğum AFSAD (Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği)’da sergilenmişti.

O sergi sayesinde basının ilgisini çeken Muhammed'e sergi teklifleri gelmeye başlamış.

Geçtiğimiz yıllarda Kırklareli Belediyesi tarafından 6 metrelik bir duvar boyaması için davet edilmişti. 6 metrelik duvarın 1 metresini bitirmiş tekrar Kırklareline dönerek geri kalan 5 metreyi de bitirmek için gün sayıyordu ilk tanıdığımda onu.

İki yıl önce de Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezinde ki ikinci kişisel sergisi açılmıştı.

Muhammed'in eserlerinden almak isteyenler AFSAD'dan iletişim bilgilerini edinebilirler. Eserlerin hepsi birbirinden güzel.

Muhammed'in hayalleri var. Hayallerini renklere, renkleri de duvarlara, tuvallere taşıyor.

Kimi büyük insanlar kısıtlı imkanlar ile hayata tutunurlar. Bu kısıtlı imkanlarla değerler, eserler üretirler. Muhammed de onlardan biri.

Biriktirdiği iç dünyasının güzelliğini yansıtan hayallerini sergilemek, paylaşmak amacı.

Umarım hakettiği ilgiyi, takdiri ve sevgiyi sadece ülkemizde değil uluslararası sanat platformlarında da görür.

Resimlerinin beğenildiğini gördüğünde yaşadığı sevinci bütün hayatı boyunca yaşaması dileğim.

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!