Bugünlerde yolu Ankara’ya düşecek olanlar gözleriniz duvarlarda olsun.

Ankara yavaş yavaş renkleniyor çünkü.

Şehri gri, sıkıcı bulanlara inat renklerle bezemeyi görev edinmiş bir sokak sanatçısı var şehrin.

Kıpır kıpır,genç bir yetenek 

Erin İlkcan...

Tam ismiyle Erin İlkcan Aslan.

 

 

Sokak sanatçısı diyorum ama aslında genç yaşına 39 sergi -ki 12 si kişisel-,9 proje,3 ödül sığdırmış.Uluslararası kolleksiyonlara girmiş.

Şu anda mezun olduğu Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde yüksek lisansını yapıyor.

E o zaman ne işi var sokaklarda diyeceksiniz.

 

 

Malum genç sokak sanatçıları artık isimleri duyulsun,galeriler onları keşfetsin diye de sokakta.

Gerçek sokak sanatınının bu yüzden ruhunu kaybetmeye başladığı bugünlerde Erin’in ters istikamette hareket etmesi takdire şayan.

Ona “neden sokaklar?” diye sorduğumda aldığım cevap,sokak sanatı ruhunun henüz ölmediğini görmek açısından umut vericiydi.

Sözü Erin’e bırakıyorum;

 

 

“Neden sokak? "sadece sokak" tavrından çok daha ötede bi cevaba götürüyor beni. Anlatmak istediğim konunun hangi mecrada daha iyi sunulacağına karar verdiğim zaman sokaklar da, galeri de, sosyal medya kanalları da, bir otel odası da duruma göre oyun bahçesi olabiliyor. Tabi bunlardan en samimi ve en organik bulduğum sokak oluyor. Hem sanatseverler dışında otoparkta değnek sallayan Muzaffer abi'ye de, manav İsmail'e de, taksici Ayten ablaya da, kültür ataşesi Peter'a da aynı anda ulaşabilmeyi sağlıyor. Hem bir yandan da yaptığım işlerin sokaktaki ömrünü de kestiremiyorum. Bir bakıyorum sökülmüş ya da başka bi sanatçının müdahalesine uğramış. Bu da işe heyecan katıyor. Ortaya çıkan eser'e süreci de katarak zamansal boyutta da var olmasını sağlıyor. işin özü çocukluğumdan beri sokaktayım ve öğrendiğim şeylerin çoğunu sokakta edindiğim dostluklardan öğrendim. Sokağa borçlu hissediyorum.”

Erin’in kendi deyimi ile “sokağa borçlu hissetmesi” Ankaralılar için büyük şans diye düşünüyorum.

 

 

Malum Ankara sokak sanatı ile yeni tanışıyor.Dünyanın hemen her şehrinde zevkle izlediğimiz eserleri Ankara’da da görmek hep dileğimdi.

Erin’in peşinden gelecek sanatçılar olacaktır eminim.Bu yüzden Erin’i izleyin diyorum.

Ankara ile özdeşleşmiş,şehrin simgesi kırmızı,siyah,beyaz renklerle yaptığı küçük canavarlarını ve sloganlarını eminim seveceksiniz.

Figüratif sanata yeni bir soluk kattığını düşündüğüm bu genç sanatçı adından çok söz ettirecek inanıyorum.

Her zaman söylediğim gibi sergiler ve şehirler internet çağında bir tık ötemizde.Ankara’ya yolu düşmeyenler için hatırlatma olsun!

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!