Der Tagesspiegel gazetesi Federal Anayasa Mahkemesi yargıçlarının kararını "tarihi“ olarak nitelendirdiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Yasama kurumları kayıtlarda erkek ve kadın gibi ibarelerin yanı sıra şimdi medeni duruma ilişkin 'inter' ya da 'farklı' gibi yeni bir ibareye yer verecek. Anayasa sadece iki cinsiyetten oluşan bir anlayışı dayatmıyor. Erkek, kadın ve başka bir üçüncü şey. Bu karar sadece hukuksal değil toplumsal-siyasal bir devrim niteliğinde. Yasama birimleri bu kararı bir fırsat olarak algılayıp cinsiyet ve medini durum gibi konularda büyük bir hamle yapmaya cesaret etmelidirler. Anayasa Mahkemesi yargıçları nüfus kayıtlarında cinsiyet ibaresinin tamamen kaldırılabileceğini de söylüyor. Demokratik ve açık bir toplumun bu öneriyi artık nihayet kabullenmesi gerekir. Böyle bir tavır birçoklarının hayatını kolaylaştırır, kimseninkini zorlaştırmaz.”   

Die Welt gazetesi de kararı toplumsal dengeler açısından ele alıyor:

"Birçokları kafasını sallayarak, 'şimdi bu da nereden çıktı, üçüncü cinsiyete ne gerek var. Kendisi karar veremiyor diye toplumun bu en küçük azınlık grubuna neden özen gösterelim?' diyebilir. Hayır, burada söz konusu olan eskiden iki cinsiyetli diye anılan ve Almanya'da yaşayan 120 bin kadar interseksüel insandır. Nüfus kayıtlarında üçüncü bir cinsiyet seçeneği birçoklarına gülünç ya da gereksiz gibi gelebilir. Ama interseksüel bir bebek ile karşı karşıya kalan aileler, doktorlar ve resmi makamlar açısından bu yeni kategori onların üzerindeki karar verme baskısını alacak ve kararı o durumla yaşamak zorunda olan kişiye bırakmış olacak."

Kölnische Rundschau gazetesi ise yorumunda kararın günlük hayata olası yansımalarına değiniyor:

"Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı ilk bakışta rahatsız edici gelebilir. Ama böyle hissedilmesi, yüzyıllar boyunca yaşatılan kültürel ve toplumsal gelenekler uyarınca erkek ve kadın dışında üçüncü bir cinsiyet kategorisinin kabul edilmemesinden kaynaklanmakta. Ama kadının erkekle eşit görülmemesi de yüzyıllar boyu süren kültürel bir gelenekten gelmekteydi. Bu durum 20'nci yüzyılda nihayet sona erdi. Tıbben teyit edildiği gibi tam olarak ne erkeksi ne de kadınsı özellikleri olan interseksüel bireyler varsa ve bunlar kendilerini böyle hissediyorlar ve böyle yaşamak istiyorlarsa, o durumda anayasamızın vazgeçilemez temel haklarına göre bunların tanınması ve kabul görmesi gerekmektedir. Ancak burada ilginç nokta, talep edilen bu eşitlik ilkesinin nüfus kayıtlarındaki değişiklik ötesinde günlük hayata nasıl etki edeceğidir.”    

Frankfurter Allgemeine Zeitung Anayasa Mahkemesi yargıçlarının karar verirken farklı bir hususa da dikkat çektikleri üzerinde duruyor:

"Nüfus kayıtlarında cinsiyet ile ilgili hane pekâlâ doldurulmayabilir. Ancak bu Federal Anayasa Mahkemesi için yeterli değil. Mahkeme cinsiyetle ilgili ya 'pozitif' bir ibarenin yer almasını ya da hiçbir ibarenin bulunmamasını talep ediyor. Bu durumda gelecekte nüfus kayıtlarında 'unisex' diye bir ibareye rastlamak mümkün olabilecek. Ancak birçok haklı kararın ardından gelen münferit vakalarda olduğu gibi birileri çıkıp bir takım hak iddiasında bulunabilir ve bunun ne gibi etkileri olacağı da bugünden kestirelemeyebilir. Anayasa Mahkemesi bu durumu görmüş olmalı ki, mahkeme yargıçları biraz üstü kapalı bir biçimde de olsa genel kişisel haklardan yola çıkılarak 'cinsel kimliğe ilişkin her türlü niteliğin' kayıtlarda yer alamayacağına da işaret etti. Evet, böyle birşeyin olmayacağı olasılık dışı değil. O halde kayıtlarda cinsiyete ilişkin ibare gerekli olduğu sürece gelecekte farklı en az bir seçeneğin daha bulunması öngörülmek zorunda.”      

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe