İdlib'deki hava saldırısında kimyasal silah kullanıldığı iddiası üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çarşamba günü toplanmış, ancak Konsey üyelerinin Suriye'deki çatışmalar konusunda birbirini suçlaması üzerine karar tasarısı oylamaya sunulamamıştı. Badische Neueste Nachrichten gazetesi BM’in taşıdığı sorumluluğa dikkat çekiyor:

"Özellikle BM oynadığı rolü bir kere daha tam anlamıyla gözden geçirmeli. Zira 80’den fazla kişinin hayatını kaybettiği bir saldırı sonrasında Rusya’nın (Güvenlik Konseyi’nde) veto hakkını kullanması saldırının aydınlatılmasının önünde bir engel oluşturmamalıdır. Bu konuda kararlılıkla hareket edemeyenler, taziye mesajı verme konusunda da biraz geri durmalıdırlar.”

Mittelbayerische Zeitung gazetesi ise Suriye konusunu Rusya ve ABD açısından ele alıyor:

"Geçen hafta St. Petersburg'daki metroya düzenlenen bombalı saldırılar Putin ve Trump’ın kendilerini daha fazla haklı görmelerine yol açıyor. Kendi halkları sürekli radikal İslamcı terörün tehditleri altında yaşıyorsa, o zaman dış politikada ahlaki değerler gereksiz bir lüks haline geliyor. Hem Putin hem de Trump Suriye’de son derece alaycı bir biçimde ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ tavrını benimsiyorlar. Bölgede Esad’ı terörle mücadelede istikrarlı bir güç olarak algıladıklarından, rejimin kendi halkına bombalı saldırılarına, işkence uygulamalarına, aç bırakmaya ve hatta zehirli gaz ile saldırılara gözlerini yumuyorlar.” 

Neue Osnabrücker Zeitung Donald Trump’ın Suriye konusunda bundan böyle farklı bir politika izleyeceği mesajına ilişkin olarak yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Realiteye hoş geldiniz! Artık Donald Trump da Suriye savaşında kırmızı çizgilerin aşıldığını görüyor ve Beşar Esad’a karşı ses tonunu yükseltiyor. Peki ama bu ne anlama geliyor? Yaptırımlar mı, hava saldırıları mı, kara kuvvetleri mi? Trump şu anda Barack Obama’nın bundan dört yıl önce olduğu yerde bulunuyor. Obama da kırmızı çizgilerin aşıldığını söylemiş ama uzun sürebilecek bir savaşa girmekten çekindiği için Esad birliklerine karşı askeri operasyon düzenlemekten vazgeçmişti. Trump da herhalde aynı çekincelere sahip. Ayrıca ABD Esad’ın safında sadakatle savaşan Rusya ile ilişkilerini de bozmak istemiyor.”

Nürnberger Nachrichten aynı konudaki yorumunda Trump’ın Suriye konusunda girişimde bulunma şansı olduğu görüşünü savunuyor:  

"Donald Trump’ın Beyaz Saray’da daha 100 günü dolmadı ama şaşırtıcı mesajlar vermeye devam ediyor. Ama şimdiden belli olan şey, tıpkı selefi Barack Obama’da olduğu gibi Donald Trump’ın görev süresine de George W. Bush'un feci mirasının  gölgesinin düşeceği, hatta hakim olacağıdır. Ama tam olarak bakıldığında Trump’ın Suriye anlaşmazlığını dindirme konusunda tek bir şansı var; o da Moskova ile anlaşma sağlamasıdır.”   

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe