Heidelberg'de yayımlanan Rhein-Neckar-Zeitung'da ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaya hazırlandığı iddiaları ele alınıyor:

"ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınması ve Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması yeni bir intifadanın başlamasına yol açar. Yine binlerce ölüyle. Bu elbette ABD'nin kaygısı olmayacak, hatta belki Avrupalılarda bile endişe yaratmayacak. Ancak bütün Arap dünyası daha önce olduğu gibi şiddetli iktidar mücadeleleriyle sarsılacak. İsrail bugüne kadar şaşırtıcı bir şekilde demokrasinin sağlam bir kalesi olarak kaldı. Fakat Netanyahu hükümeti yolsuzluk şüphesiyle karşı karşıya, barış planları ise söndü. Trump, yine ateşle oynuyor."

Bremen'de yayımlanan Weser-Kurier gazetesinde aynı konuya ilişkin şu satırlar dikkat çekiyor:

"Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma niyeti hiç de şaşırtıcı olmadı: Donald Trump, kayıtsız şartsız ve taraflı olarak İsrail'in yararına olacak bir Ortadoğu siyaseti ile seçim kampanyası yapmıştı. Ancak bunun zamanlaması şaşırtıcı oldu. Tam da Filistin tarafında terör eğilimli Hamas'ın iktidarı bırakmak için hareket geçtiği bir dönemde, görece ılımlı olan Özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas'a ve onunla birlikte bütün Müslüman dünyaya karşı adeta bir hakaret oldu."

Neue Osnabrücker Zeitung'daki yorumda da aynı konu işleniyor:

"ABD başkanları bugüne kadar büyükelçiliğin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınmasının sonuçlarından çekindiler. Haklı olarak. Bu, Kudüs'te İsrailliler gibi aynı şekilde hak talep eden Filistinlileri adeta küçük düşürmek olur. Bölge yeni huzursuzlukların yaşanması ve bunların yayılması tehditi ile karşı karşıya kalır. Trump yönetimindeki ABD, kendini geri çekerek, çok taraflı uluslararası düzenin altını oyuyor. Almanya ve Avrupa Birliği'ndeki ortakları ortaya çıkan boşluğu doldurulması gerektiğinin farkındalar. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de doğru bir şekilde aynı tespitte bulundu. Ancak bu şekilde Avrupa'nın çıkarları savunulabilir. Trump'ın 'önce kendini düşün' şeklinde zehiri açık bir şekilde etkili olmaya başladı."

Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung'da ise Trump'ın Ortadoğu'da izlediği siyaset karşısında Almanya ve Avrupa'nın daha etkin olmasına gerektiğine dikkat çekiliyor:

"Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Avrupa'ya artık bir yetişkin gibi davranma, stratrejik hedefleri izleme ve kenardan pasif bir şekilde olan biteni izlemeye son verme yönündeki çağrısı bundan daha uygun bir günde yapılamazdı. Kendini tarihin en iyi arabulucusu sayan kişi Ortadoğu'daki yangını kendi tarzıyla söndürmeye çalışmak için elinde benzin bidonu tutuyor. Bir emlak zenginin siyah-beyaz düşünce sistemi, Suudi şeyhlerle büyük çaplı silah anlaşmaları yapmaya uygun olabilir. Ama cahilce bilgisizliği dünyada çatışmaların en çok yaşandığı bölgelerden birinde barış sağlamaya yetmiyor. Bu nedenle süper güç Avrupa'nın temsilcilerinin siyasi ağırlığını ortaya koyması için en uygun zaman. Gabriel de bu konuda etkin olmak istiyor. Yaptığı çağrı da, baş diplomat olarak nasıl görev üstlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe