İspanya Başbakanı Mariano Rajoy geçen hafta cuma günü Katalonya hükümetini görevden aldıklarını, Katalonya parlamentosunun feshedildiğini ve bölgede erken seçimlerin 21 Aralık'ta yapılacağını açıklamıştı. Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesi yapılması planlanan erken seçimleri değerlendiriyor:

"Barcelona'daki ayrılıkçılar Katalan halkının çoğunluğunu oluşturmuyor. El Mundo gazetesinin güncel bir anketine göre şu anda yeni bir seçim yapıldığı takdirde bağımsızlıktan yana olan üç parti toplamda yüzde 42,5 oy oranına ulaşıyor. Bu iki yıl öncesine göre yüzde beşlik bir düşüşe işaret ediyor. Söz konusu anket Madrid'in aldığı son kararlardan kısa bir süre önce yapılmış. Son olarak 135 üyeli Katalonya Parlamentosu'nda yapılan gizli bağımsızlık oylaması 70 "evet" ile düşündürücü bir şekilde ucu ucuna elde edilmiş bir sonuç. Katalonya ve Madrid'deki merkez yönetim arasındaki bir bölünmeden bahsetmek her zaman yanıltıcı olmuştu. Asıl bölünmüş durumda olanlar Katalanların kendisi."

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:

"Ayrılıkçılar kendilerinden beklenenin tam aksi şekilde davransa bile, ki bu çok sevindirici bir durum olurdu, seçimler ihtilafı sonlandırmayacak. Bağımsızlık yanlıları kazanırsa hedeflerine doğru gerçek bir adım atmış olurlar ve bu ihtimal dışı olan bir seçenek değil. Bu durumda Madrid yönetiminin şimdiye kadar yaşananın aksine bu çabalara yanıt vermesi gerekir. Kaybetseler bile yine de bir demokrasinin kolaylıkla görmezden gelemeyeceği kadar büyük bir azınlık olarak kalacaklar. İspanyol hükümetinin onları geri kazanmak için Katalanlara ciddi bir şekilde el uzatması gerekiyor. Her iki durumda da sorulması gereken soru şu: Başbakan Rajoy buna hazır mı?"

AB, sığınma başvurusu reddedilen vatandaşlarını geri almayan ülkelere baskıyı artırıyor. AB Komisyonu bu ülkelerden yapılan diplomatik ve ticari vize, gibi vize başvurularında ek şartlar aranmasını öngörüyor. Uygulamanın ilk olumlu sonucunun Bangladeş'ten geldi açıkladı. Afrika ülkeleri başta olmak üzere başka ülkelerle de konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğü kaydedildi. Halle'de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'un konuyla ilgili yorumu şöyle:

"Bu uygulama etik yollarla Avrupa'ya gelmek isteyen dürüst insanlar için bir cezalandırma anlamına geliyor. Tatil yapmak veya aile bireylerini ziyaret etmek istedikleri ya da kalifiye bir çalışan olarak ülkemizde iş aradıkları için... Yani kesinlikle sadece diplomat ve ekonominin patronlarını etkilemeyecek. Öte yandan bir diğer ana problem Macaristan ve Polonya gibi ülkelerin bencilce veya ırkçı motiflerle hiç mülteci kabul etmek istememesi. Bu aslında daha büyük bir sorun."

Süddeutsche Zeitung ise Rusya'nın ABD'deki başkanlık seçimlerine müdahalesi iddialarıyla ilgili devam eden soruşturmayı yorum sütunlarına taşıyor:

"Soruşturmayı yürütenlerin asıl yanıtını araması gereken soru, Trump'ın Moskova ile işbirliği yapıp yapmadığı. Eğer bu sorunun yanıtı evetse, bu vatana ihanettir. Eğer hayırsa Trump haklı: Hakkındaki dedikodular bir danışıklı dövüş ve hepsi bir cadı avına eşdeğer. Kritik nokta Mueller'in önümüzdeki günlerde kime ve hangi gerekçeyle suçlamada bulunacağı. 'Trump'ın altında çalışanlardan biri sorgu sırasında yalan ifade vermiş' veya 'Trump yan gelirleri hakkında yanlış bildirim yapmış' gibi ifadeler tamamen tali... Asıl kritik olan Donald Trump'in ne yaptığı, Moskova yardım ettiği için başkan olup olmadığı..."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe