(Helmut Kohl'ün cenaze töreni, eşcinsel çiftlere evlenme hakkı tanınması ve Hamburg'daki G20 zirvesi sırasında çıkmasından endişe edilen olaylar Alman gazetelerinden derlediğimiz yorumların konularını oluşturuyor.)

Wiesbadener Kurier gazetesi eski Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ün son yolculuğuna uğurlanmasını konu alan yorumunda şu satırlara yer vermiş:

"Helmut Kohl tarih yazdı, şimdi de tarihin sayfaları arasına girdi. Strasbourg'daki Avrupa Parlamentosu'nda başlayıp Speyer'deki mezarında son bulan yolculuğu Kohl'ün, Almanya'nın hükümet başkanı, birleşmenin başbakanı ve büyük bir Avrupalı olarak tarihe geçmeyi hak ettiğini gösterdi. Kohl ölümünden sonra bile gelenekleri zorlayan, kuralları dinlemeyen ve sınırları aşabilen devrimci bir muhafazakâr olduğunu gösterdi. Bu bakımdan, birleşen Avrupa'nın devlet töreniyle son vazifesini yaptığı ilk Avrupalı olmayı hak etmişti. İlk tören, yüzyıllar boyunca Fransızlarla Almanlar arasındaki savaşlara sahne olan Strasbourg'da yapıldı. Taşradan gelen Helmut Kohl, Almanya'yı barış içinde dünya ile birleştiren lider olarak aramızdan ayrıldı."

Frankfurter Allgemeine Zeitung eşcinsel çiftlere resmi nikâh kıyma ve çocuk edinme hakkı tanıyan yasa değişikliğiyle ilgili tartışmaları farklı bir açıdan değerlendiriyor:

"Anayasa özgürlüğü teminat altına alıyor. Federal Meclis, soru sorma hakkını da kapsayan düşünce özgürlüğüne gem vuramaz. Temel düzeni değiştirmek için, bunun için çizilmiş prosedürün dışına çıkılmaması şarttır. Bir kısım üyelerinin iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya hazırlandığı Hıristiyan Birlik partileri yıllardır hükümet ortağı olmalarına rağmen evliliğin eşsizliğini ortaya koymayı ihmal ettiler. Cumhurbaşkanı Steinmeier 'herkese evlilik' yasasını imzaladığı takdirde yüksek mahkeme rengini belli etmek zorunda kalacaktır. Anayasanın değiştirilmesi gerekir mi? Anayasa Mahkemesi 'böyle olmaz' derse top yine siyasetçilere geçer ve umarız yasa koyucu da sonunu düşünerek karar alır. Tabii, özgürlük adına."

Hamburg'daki G20 zirvesi öncesinde tansiyon yükselmeye ve polis ile protestocular arasında küçük çaplı çatışmalar çıkmaya başladı. Berliner Morgenpost gazetesi güvenlik açısından bu gibi büyük organizasyonların altından kalkmanın giderek zorlmaştığına işaret ediyor:

"G20 zirvesinin yapılacağı Hamburg'u 'olağanüstü hâl' bekliyor. Kentin abluka altına alındığı bile söylenebilir. Devlet ve hükümet başkanlarının beraberindeki heyetler sayıca makul bir seviyeye indirilse, Almanya'nın büyük şehirleri dışında da zirve buluşması yapacak yerler bulunabilir. Böylece günlerce süren iç savaş benzeri olaylardan büyük kesimlerin etkilenmesi önlenebilir. Almanya'da gösteri yapma hakkına büyük önem verildiği için hükümet bu gibi dev organizasyonların artılarını eksileriyle karşılaştırmalıdır. Tavsiyemiz, bundan sonraki zirvelerin büyük kentler dışındaki yerlerde yapılması olabilir."

Hamburger Abendblatt gazetesi küresel zirve buluşmalarını protesto eden göstericilerin aşırıya kaçmalarını eleştiriyor:

"İddia edildiğinin aksine Hamburg daha önceki ev sahiplerine göre daha çok gösteriye ve göstericilerin zirvenin yapılacağı yerin yakınında toplanmalarına izin verdi. 2007 ve 2015 yıllarında Almanya'da yapılan G7 zirvelerinde protestocuların Münih ve Rostock'un dışına çıkmaları yasaklanmıştı. Yine de bazı radikal G20 karşıtları 'polis devletinden', 'polis darbesinden', hatta 'totaliter diktadan' söz ediyorlar. Bu gibi ifadelere başvuranlar her türlü anlayışlı tartışmaya sırt çevirmiş ve demokratik mutabakattan kopmuş sayılırlar."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe