Emisyon değerleri değiştirildiği için zehirli gaz emisyonunun yasal sınırı aştığı geç fark edilen dizel motorlu araçların geleceğini görüşmek üzere Alman hükümet yetkilileri ve şirket yöneticileri Berlin'de bir araya geldi. Toplantıda eski dizel araçların motor kontrol ünitelerindeki programın güncellenmesi üzerinde anlaşmaya varıldı. Dizel skandalı ve buluşmanın sonuçları Alman gazetelerinin yorum köşelerine yansıyan konuların başında geliyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde şu satırları okuyoruz:

"Otomobilcilik şirketleri yüksek kârları sayesinde dizel motorlu araçları modernize ederek müşterisinin ve devletin güvenini kazanabilir, modern dizel teknolojisini geleceğin motorları piyasa olgunluğuna erişene kadar uygulamasında sakınca görülmeyebilirdi. Ama bunun başarılamayacağı anlaşılıyor. Şimdi söz otomobil alacak olanların. Müşteri işletmelerin maliyetlerine bakmaz ve kendi hesabını yapar. Aklına gelen ilk soru da cebinden ödeyeceği revizyondan sonra da dizel motorlu otomobiliyle kent merkezlerine girmesine izin verilip vermeyeceği. Aynı zamanda yasaksız kullanabilme ve dizel teknolojisinin geleceğinin olup olmadığı düşüncesinin otomobilinin değerini nasıl etkileyeceğini de bilmek istiyor."

Die Welt gazetesi Berlin'deki dizel zirvesinde varılan mutabakatı şöyle yorumluyor:

"Alelacele kararlaştırılan 'Dizel Zirvesi' dizel yakıtla işleyen motorun geleceğini kurtarma girişimi izlenimini uyandırıyor. Buluşmanın asıl problemli yanı, düzenlenmesinin kaçınılmaz olmasıydı. Avrupa Birliği Komisyonu yıllar önce emisyon üst sınırlarını belirlemişti. Şimdi de hava kirliliğinin önlenmesi için mahkemenin devreye girmesi gerekti. Stuttgart İdari Mahkemesi, gerektiği takdirde dizel motorlu araçların şehir merkezlerine girmesinin yasaklanabileceğine hükmetti. Karardan sonra federal ve eyalet hükümetleri telaşa kapıldı. Emisyon üst sınırını saptamak ve kontrol etmek devletin görevidir. Ama devlet bu görevini ihmal etmiştir."

Süddeutsche Zeitung gazetesi, hükümetin otomobil endüstrisi ile arasının açılmamasına özen gösterdiğini vurguladığı yorumunu şöyle sürdürüyor:

"Berlin buluşmasında kararlaştırılan küçük tavizler ve servis istasyonlarındaki küçük çaplı elektronik güncellemelerle krizin üstesinden gelinemez. Alman tarihinin en büyük 'geri çağırma' operasyonundan söz ediliyor. Beş milyon taşıt göze büyük görünebilir. Ama araçlarda yapılacak tadilat elektronik teferruattan ibaret olacak. Buna göz boyamaca denir. Maliyeti kadar etkisi de sınırlı kalacaktır. Ayrıntıya odaklanıp bütünü göz ardı etmenin anlam taşımadığını Ulaştırma Bakanı Dobrindt anlamamışa benziyor. Söz konusu olan imaj rötuşu değil, Alman otomobilciliğinin ve Alman siyasetinin inandırıcılığıdır."

Handelsblatt gazetesi Almanya'daki çevreci politikalarıyla göze giren siyasi partilerin de son anda otomobilcilik şirketleri önünde dize geldiğini vurguluyor:

"Genel seçimler öncesinde siyasi sorumluların ihmallerini perdeleme işlevini otomobilcilik şirketleri yerine getiriyor. Dizel skandalı, kartel kurma ve emisyon ölçümlerinde esnek davranılabilmesi, politikacılarla bir zamanlar kol kola girdikleri otomotiv patronlarını suçlu sandalyesine oturtmaya yetti. Büyük hatalar yapan işletmeler Almanya'da yüksek ceza almadıklarına şükretmeliler. Zirvenin öncelikli konusu nitrik oksit emisyonu ile havayı zehirleyen dizel motorlu araçların büyük şehirlerde trafikten men edilmesini önlemekti. Bu problemi çözmek siyasi sorumlulara düşer. Yeşiller partili Baden-Württemberg Eyalet Başbakanı ve onun Ulaştırma Bakanı anlaşmazlığın mahkemeye taşınmasını tercih ettiler. Şimdi ise kararlarının bütün Almanya'yı etkileme ve dizel motorlu araçların trafikten men edilme ihtimali karşısında masum rolüne bürünmeye çalışıyorlar."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe