Frankfurter Rundschau Çin'i ziyaret eden Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un'un 'barıştan' söz etmeye başlamasını şöyle yorumluyor:
"Kim Jong Un yedi yıl hiçbir devlet lideriyle buluşmadı. Şimdi ise birbiri ardına randevu haberleri geliyor. Kim kayda değer bir U dönüşü yaptı. Kısa süre öncesine kadar ABD'yi imha tehditleri savuruyor ve uzun menzilli füze programını hızlandırıyordu. Aynı Kim şimdi 'barış sürecinden' ve 'nükleer silahlardan tamamen arınmaktan' söz ediyor. Böylelikle bütün kozlarını elden çıkarmış oluyor. Bu adımı şaşırtıcı oldu. Çünkü gösterdiği yakınlığa ağır bedel biçmesi beklenmekteydi. Şimdi ABD Başkanı Donald Trump ile buluşma ihtimali artmış oldu. Trump'ın da uzlaşmaya yanaşması kolaylaştı."
Neue Osnabrücker Zeitung dışa açılmasının Kim Jong Un'un elini güçlendirdiğine işaret ediyor:
"Önce bütün siyasi ve ekonomik bedelini göze alarak aşırı boyutta silahlan, büyük ağabey Çin ile bozuşmayı bile göze al, Başkan Trump'tan buluşma önerisi gelene kadar Amerikan süper gücünün canını sık, sonra da Pekin'in arka bahçesindeki güç dengeleriyle ilgili oyunda devre dışı kaldığı hissine kapılmaması için Çin'e kur yap. Bu oyundan şimdilik, ülkesine hak ettiğinden fazla siyasi ağırlık kazandırdığı için Kim'in kazançlı çıktığı söylenebilir. Kim bu ağırlığı Kuzey Kore'nin ekonomik kalkınmasına tahvil etme kurnazlığını da gösterecektir."
Almanya'daki doğumların 1973 sonrasının en yüksek düzeyine çıkmasını yorumlayan Die Welt gazetesinde şu satırları okuyoruz:
"Son doğum rakamlarının sevindirici bir sürpriz olarak nitelendirilebilmesi için devletin çocuk ve gençleri gelecekte toplumun payandası yapmayı öğrenmesi gerekir. Öğretmenler, çocuk yuvaları ve okullar destek bekliyor. Çocukları hoşgörüsüzlük aşılayarak devlete sadakat çelişkisine sürükleyen ebeveynlere, cemaatlere ve kültür derneklerine baskı yapılmalıdır. Irkçı ve yabancı düşmanlarının anne ve babaları da çocuklarını terbiye etmeye zorlanmalıdır. Immanuel Kant yönetme ve çocuk yetiştirmenin insanoğlunun en zor icatları olduğunu söylemişti. Göç dinamiğinin yol açtığı artıştan kaynaklanan sorunların çözüme kavuşturulması her iki 'icadı' da gerektirir. Bir Afgan ailesinin beşinci çocuğu da Almanya'nın başbakanı olabilmelidir."
Nürnberger Nachrichten gazetesinin doğum oranındaki beklenmedik artışı konu alan yorumunda artan eğitim hizmetleri ihtiyacı için şimdiden önlem alınması gerektiği dile getiriliyor:
"2016'da doğanların her şeyden önce eğitime ihtiyaçları olacak. Bunun için çok çalışılması gerekiyor. Mülteci krizinden sonra hatalı gelişmeler baş gösterdi. Münferit de olsa, çocukların dinlerinden dolayı taciz edilmesine göz yumulamaz. Yabancıların Almanya'ya intibaklarının sağlanması ihmale uğradı. Almanya'nın yeni hükümeti de tutarlı bir entegrasyon politikası hazırlayabilmiş değil. İçişleri ve Yurt Bakanı Seehofer'in dışlayıcı söylemler yerine yapıcı adımlar atması gerekir. Aile, eğitim ve içişlerinden sorumla politikacıları dağ gibi görevler bekliyor. Şayet ev ödevlerini iyi yaparlarsa, Almanya olarak doğum oranını artmasına sevinebiliriz."
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe