Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi Sina yarımadasındaki terör saldırısına şu satırlarla değiniyor:

"IŞİD'li hilafetçiler Arap toplumlarını zehirlemeye ve gençleri baştan çıkarmaya devam edecekler. Mısır yönetimi şiddete dayalı uygulamalarıyla cihatçılara uygun zemin hazırlıyor. Yönetim kendi stratejisini gözden geçirmek yerine yatıştırmaya çalışıp yalan propagandası yapıyor ve suçu hep başkalarına atıyor. Kahire bu politikasıyla kendi sonunu getirecek yanlışlara saplanıyor. Sosyal gerginlikler arttığı ve Sisi verdiği güvenlik sözünü yerine getirmediği takdirde ‘öfke günlerinin' yeniden patlak vermesi kaçınılmaz olacak. Ama umut değil dehşet günleri olarak.”

Die Welt gazetesi Sina yarımadasındaki kanlı terör eylemini konu alan yorumunda Suriye ve Irak'tan dönen teröristlerin büyük tehlike kaynağı olduğuna dikkat çekiyor.

"Mısır'daki terörün kronolojisi hep bir örnek. Radikal dinci terörünü yakınmalar ve askeri intikam harekâtları izliyor. Bu senaryo durmadan tekerrür ediyor. Tek değişen katledilenlerin sayısı oluyor. Dolayısıyla Mısır'ın muktediri Sisi'nin sonunda hep teröristlerin ekmeğine yağ süren stratejisini değiştirmesi gerekir. Strateji değişikliği için zamanın daralması manevrayı daha da zorlaştırıyor. Rakka ve Musul'un düşmesinden sonra Mısır'a komşu ülkelerdeki IŞİD'liler ricat etmeye başladılar. Mısırlı cihatçıların büyük bölümü ülkelerine dönerken savaş tecrübelerini de beraberlerinde getiriyor. Gelecekteki saldırılar ‘yumuşak' hedefleri gözüne kestireceğinden umutsuzluğa kapılan Mısır toplumunun daha da radikalleşmesine yol açacak.”

Neue Osnabrücker Zeitung Almanya'da büyük koalisyon formülünün yeniden gündeme gelmesini şöyle yorumluyor:

"Hristiyan Birlik partileriyle yapacağı koalisyon pazarlığının başarısızlığa uğraması durumda Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) ‘Jamaika' arayışından çekilen Hür Demokrat Parti'yi (FDP) neden bu sertlikte eleştirdiğini açıklaması gerekecek. Büyük koalisyona razı olması durumunda ise 180 derecelik dönüş yapmış olacak ve güvenirliğini kaybedecek. Sosyal Demokratlar Başbakan Merkel'in azınlık hükümetine razı olmasının kendileri için en iyi çözüm olacağını içlerinden geçiriyorlar. Ama Merkel neden bu çözümü tercih etsin? Martin Schulz'un liderliğinde seçim bozgununa uğrayan SPD ile anlaşıp hükümet kurmanın devamlı çoğunluk aramaktan daha kolay olacağını sanki bilmiyor. Koalisyon pazarlığı sonuç vermez ise muhtemelen bundan SPD sorumlu tutulacak. Doğrusu kimse Sosyal Demokratların yerinde olmak istemez.”

Muhtemel büyük koalisyon Hamburger Abendlatt'ın yorumuna şöyle yansımış:

"Dört yıl önceki gibi yine en asgari ve en pahalı müşterekteki ittifak ihtimali peyda oldu. Devletin vergi gelirleri arttığından koalisyon pazarlığı ‘Dile benden ne dilersene' dönüşebilir. Birinin taraftarlarına sunulacak maddi kolaylıklar diğerinin seçmenlerine verilecek hediyelerle telafi edilebilir. Bunda Wolfgang Schäuble'den boşalan maliye bakanlığına gelecek ismin onun kadar tutumlu olup olmayacağı önemli rol oynayacak. Hâli hazırda büyük koalisyon sevincine kapılmak fantezi sahibi ve aşırı iyimser olmayı gerektiriyor.”

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe