Nürnberger Zeitung gazetesi Türkiye'de sürekli artan tutuklamaları odağına alarak Türkiye devletinin karşı karşıya olduğu riski değerlendiriyor:

"Türkiye'nin imajı yerlerde. Erdoğan ve çevresindekiler, küreselleşme çağında bir sultan ve onun destekçilerinin bile kendilerini dışarıdaki dünyadan soyutlayamayacağını yavaş yavaş anlamaya başladı. En azından bir NATO üyesi ve Avrupa Birliği'nin resmi adayı olarak. Ve tabii ülkenin adı Kuzey Kore değilse. Dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi olmak ve binlerce hakim, öğretmen ve her kademeden memuru hapsetmek, işlemeye devam etmek isteyen bir devlet için olacak şey değil. Kurumlardaki yetişmiş insanları kovarak yerlerine daha az yetkin kişileri geçirmek devletin şu anda karşı karşıya olduğu en büyük tehlike. Bu noktadaki tek umut AKP içinden bir grubun radikal kanada karşı bir direnişe geçmesi. Değilse bir sonraki seçimlerde Erdoğan ektiğini biçecek."

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung gazetesi eski Almanya başbakanı Gerhard Schröder ve Erdoğan görüşmesinin Peter Steurdtner'in serbest bırakılmasındaki etkisini değerlendiriyor:

"Gerhard Schröder'in 'dostluk ziyareti' sonrası Türk yargısının, eski Alman başbakanı ve Erdoğan arasındaki görüşmeye acil olarak tepki vermesi, Türkiye'nin hukuk devletinden ne kadar uzak olduğunun ve politikanın bağımsız yargı üzerindeki etkinliğinin en çarpıcı örneği. Cumhurbaşkanlığı sarayından bir göz kırpış, Peter Steudtner'in tahliye edilmesine yetti. Bu durum aynı zamanda Steudtner'in tutukluluğunun daha başından beri hukuka aykırı olduğu ve hakkında yöneltilen iddiaların zoraki olduğunun da bir nevi kanıtı."

Rheinpfalz gazetesi Peter Steudtner'in serbest bırakılması konusunda Berlin'in olası rolününe ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Eski başbakan Schröder, Türkiye‘de tutuklu bulunan ve masum olduğu düşünülen Alman vatandaşların serbest bırakılmasını sağlamak için Türkiye'ye gönderildi. Eski Amerikan başkanları Clinton ve Carter da Kuzey Kore'de benzer bir şey yapmıştı. Yani Avrupa Birliği adayı olan Türkiye'nin geldiği nokta bu. Tüm heyecanımızla Peter Steudtner'e sormamız gereken bir soru var: Salıverilmesi karşılığında Berlin ne yaptı? Sonuçta Türkiye'nin yönelttiği iddialar hala geçerliliğini koruyor: Türkiye'deki mahkemelerde darbeci olarak yargılanması gerekenler Almanya'da iltica başvurusu yapıyor. Ayrıca Almanya‘da Türkiye aleyhine deşifre edilmiş ve karara bağlanmış casusluk iddiaları da var. Türkiye seve seve bu fidyeler karşılığında rehinleri geri verebilir."

Die Welt gazetesi de Steudtner'în serbest bırakılmasına ilişkin olarak Berlin Ankara hattında yaşananları değerlendiriyor:

"Steudtner'in serbest bırakılması otomatik olarak Die Welt muhabiri Deniz Yücel'in de serbest bırakılacağı anlamına gelmiyor. Erdoğan onu en önemli rehinesi olarak elinde tutup ancak Almanya gereken bedeli ödediğinde mi serbest bırakmak istiyor? Deniz Yücel, Meşale Tolu ve diğer Alman vatandaşı siyasi tutukluların serbest kalması için Türkiye'nin temel taleplerini yerine getiren bir Alman hükümeti, insan ticaretinden suçlu bulunur ve demokrasiye bağlılığı konusundaki güvenilirliğini kaybeder. Aynı şekilde eğer Türkiye hukuk devletini değiş tokuş esasına dayandırmasaydı, Brüksel ve Berlin'in talep ettiği normalleşmeyi dünya kamuoyunun gözü önünde gösterebilmiş olurdu." 

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe