Bugünkü Alman gazetelerinde öne çıkan konu Alman vatandaşı Doğan Akhanlı'nın İspanya'da gözaltına alınması ve şartlı serbest bırakılması çerçevesinde Almanya-Türkiye ilişkileri ve Interpol'ün konumu. 

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle: 

"Interpol, kimsenin sınırları geçip bir başka ülkeye geçti diye kendini güvende hissetmemesi için 90 yılı aşkın bir süre önce kuruldu. Ülkeler arasındaki iade anlaşmaları da, AB ülkeleri arasındaki Avrupa Tutuklama Emri uygulaması da bu nedenle var. Rejimlerin siyasi muhalifleri avlamak ya da en azından korkutmak için uluslararası işbirliğini suistimal etmesi, Interpol için de üye ülkeler için de yeni birşey değil. Erdoğan yönetimindeki Türkiye bu konuda istisna olmadığı gibi, tüm zamanların en hukuksuz devleti de değil. Ama bir zamanlar AB yolunda olan bu rejimin siyasi muhaliflerini devre dışı bırakması ve bunu yaparken uluslararası anlaşmaları kullanmaktan sakınmaması, onun küstahlığını gösteriyor ve endişe uyandırıyor.”  

Stuttgarter Zeitung ise Akhanlı olayından yola çıkarak yorumunda Almanya-Türkiye ilişkilerini irdeliyor: 

"İkili ilişkiler bundan böyle nasıl gidebilir? Şu an buna verilecek yanıt: Hiçbir şekilde. İlişkiler o kadar temelinden sarsıldı ki bunun iki ülkenin kendi güçleriyle tamiri çok zor görünüyor. Artık AB ile NATO'nun daha büyük bir rol üstlenme zamanı geldi. Şimdiye kadar bu iki kuruluşa üye ülkeler Erdoğan'ı dizginlemek söz konusu olduğunda hep cılız kaldılar.”    

Frankfurter Rundschau gazetesinin internette yayımlanan Joachim Frank imzalı haber-analizi ise "Erdoğan her türlü ölçüyü yitirdi” başlığını taşıyor. Yorumda Akhanlı olayının Türkiye'nin hukuksuz bir ülke haline geldiğini gösterdiği ve Türkiye'ye bu yönde muamele edilmesi gerektiği savunuluyor:

 "Türkiye ile hukuki ilişkilerde şunun açıkça ortaya konması gerekir: Hukukun üstünlüğü prensibine uygun bir yargılama teminat altında olmadığı sürece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca bu ülkeye ne sınırdışı ne de iade söz konusu olabilir. Kısacası Türkiye, hukuksuz bir devlet olarak sınıflandırılmalı ve bu şekilde muamele görmelidir. Almanya bu konuda AB, NATO ve diğer uluslararası kuruluşların dayanışması için çaba göstermelidir. Zira Erdoğan'ın ve adamlarının her yere uzanan kollarından sadece Almanya vatandaşları değil, diğer ülkelerin vatandaşları da zarar görecektir. Avrupa, Türkiye ile ilişkilerinde artık iyi niyetli, endişeli ama sonuçta olayların dışındaki bir partner ya da danışman konumunda değildir. Avrupa tehlikededir.” 

Die Welt gazetesinin internetteki Philip Kuhn imzalı haber-analizinde ise Uluslararası Polis Teşkilatı Interpol'ün uygulamalarının da masaya yatırılması gerektiğine işaret ediliyor. Yorumda özetle şu satırları okuyoruz:    

"Doğan Akhanlı'nın (İspanya'da) göz altına alınması Uluslararası Polis Teşkilatı'nın kontrol mekanizmalarının gevşek işlediğini gözler önüne seriyor. Bu mekanizmaların incelenmeye alınması gerekmekte. Aksi takdirde Türk kökenli Alman yazarın başına geleninkine benzer vakalar çoğalacaktır. Erdoğan ile yandaşları bu teşkilatın boşluklarını biliyorlar ve aylardan beri teşkilatın sınırlarını test ediyorlar. Örneğin kısa bir süre önce Gülen yandaşı oldukları gerekçesiyle 60 bin kişinin pasaportu kayıtlara geçirildi. Interpol ise buna rağmen gayet yumuşak bir tepki gösterdi ve Erdoğan'dan böyle şeyler yapmaması istendi. Ama burada asıl yapılması gereken şey, Türkiye'nin Interpol üyeliğinin masaya yatırılması olmalıydı. Ancak bunun olabilmesi için de önce Interpol'ün gevşek kontrol mekanizmalarının incelemeye alınması gereklidir.”    

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe