Emder Zeitung Amerikan yönetiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarına silah satışını yasaklama kararını ele alıyor. Yorum şöyle:

"Amerikan yönetimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarına planlanan silah satışını durdurdu. Bu korumalar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mayıs ayında Washington'a yaptığı ziyarette barışçıl göstericileri dövmüştü. Türkiye'de farklı düşünenlerin uydurma tezlerle terörist ilan edilerek susturulması yeterince kötü. Bir liderin korumalarının yardımıyla ülke dışında da demokrasinin bütün mekanizmalarını devre dışı bırakmaya çalışması kabul edilemez. Gerçi korumaların başka yerlerden silah bulmakta sorun yaşamayacaktır. Ama Amerikan yönetiminin tavrı açık bir mesaj veriyor: Buraya kadar, devamı yok."

Die Welt gazetesi ise ABD Başkanı Donald Trump'un BM Genel Kurulu çalışmaları öncesinde yaptığı konuşmayı yorum sütunlarına taşıyor.

"Trump kendisini dinleyenlere, danışmanlarının da frenleyememiş olduğu anlaşılan, kibirli bir şekilde "çirkin Amerikalı"nın hala var olduğunun ve diğer ülke ve kültürlere güzel görünme niyetinde olmadığının sinyalini verdi. Konuşma her türlü ölçüden yoksundu ve sadece söyledikleri değil, söyleyemedikleriyle de ürkütücüydü. Dünyanın siyasi ve manevi lideri olmaya çabalayan hiçbir güç böyle konuşmaz."

Nürnberger Nachrichten Trump'un konuşmasında İran ve Kuzey Kore'ye yüklenmesini ele alıyor. İran'ı "ekonomik açıdan tükenmiş bir haydut devlet" olarak tanımlayan Trump, İran'la imzalanan nükleer anlaşmayı da eleştirdi. Trump Kuzey Kore'nin ise son füze denemeleri nedeniyle intihara kalkıştığını söyledi. Gazete Trump'un bu iki ülkeye yönelik açıklamalarını şöyle yorumluyor:

"Trump'un Kuzey Kore ve İran'a yönelik gürültü koparan açıklamaları, gerileme etkisine yol açtı. Ancak hitaptaki bu saldırganlık henüz siyaset haline gelmedi. Trump bundan kısa bir süre önce Kuzey Kore ile yaşadığı gerginlikte diğer güçlerle işbirliği olmaksızın yol alamayacağını öğrenmek zorunda kaldı. Rusya ve Çin'le birliktelik, Kuzey Kore'ye yeni yaptırımlar içeren karar tasarısının BM Güvenlik Konseyi'nde oy birliği ile alınmasını sağladı. Bu geçmiş yıllarda çok nadiren rastlanan bir durumdu."

Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme'nin aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

"Amerikan yönetiminin çelişkili yapısı ABD Başkanı Donald Trump'un BM'deki ilk konuşmasında bir kez daha görüldü. Başkan Trump Kuzey Kore ve İran rejimlerine sert çıkarak, gerektiğinde ABD'nin askeri gücünü uygulamaya geçirebileceğini söyledi. Trump diğer yandan da savaşa dayalı çatışmalardan kaçınmak için mümkün olan herşeyi yapmak isteyen bir barış prensi görünümü vermek istiyor. Göreve geldiğinden beri ilk kez Çin ve Rusya'yı BM Güvenlik Konseyi'nden geçen Kuzey Kore karar tasarısı nedeniyle övdü. Vay canına yeni bir ittifak mı oluşuyor? Trump birçok açıdan bir fenomen. Onun kendi kişisel tecrübe ve izlenimleriyle oluşan dünya görüşü sürekli değişime tabi. Bugün iyi olan yarın kötü olabiliyor, ya da tam tersi. İşte bu nedenle uzlaşmacı ifadelere dikkat edilmeli. Yine de Trump'un bunu söylemesi bile umut veriyor."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe