Almanya-Fransa Ortak Bakanlar Kurulu toplantısından çıkanlar, oğul Donald Trump Junior'un Rus avukatla buluşması skandalı ve Çinli insan hakları savunucusu Liu Şiabao'nun ölümüne ilişkin yorumlar bugünkü Alman basınında öne çıkan konuları oluşturuyor.

Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başkanlığındaki ilk Almanya-Fransa Ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. İki ülke bir dizi girişimle AB'ye yeni bir ivme kazandırmak istiyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) yorumunda Fransa-Almanya işbirliğinin önemine vurgu yapıyor:

"Alman hükümeti  uzun zamandır arayıp da bulamadığı ortağını Macron'da görüyor. Hollande ve Sarkozy dönemlerine damgasını vuran şey durgunluk ve başlanan işi sonuna kadar götürmemekti. Fransa bu süreçte ekonomik gelişmeye ayak uyduramazken Almanya sıçrama yaptı ve Almanya'nın AB içindeki konumu daha güçlü hale geldi. Bu durum bugün Almanya'nın hakim konumu olarak algılanıyor. Avrupa'nın dengesi açısından bu gelişme iyi değil ve bu kapsamda Macron'a duyulan hayranlığa şaşırmamak lazım. Başbakan Merkel Paris'te 'AB'yi güçlendirecek yeni bir enerji'den bahsetti. Gerçekten de Macron'un göreve seçilmesinden bu yana Alman-Fransız motoru benzetmesi yeniden moda olma yolunda. Çok sayıdaki kriz ve zor durumlar nedeniyle bu motorun teklememesi gerekiyor."   

Der neue Tag gazetesi de yorumunda aynı konuyu farklı bir açıdan ele alıyor: 

"Macron ile Merkel en azından savunma politikaları söz konusu olunca uygun adım atabiliyorlar. Ortak bir savaş jeti projesi ileriye dönük rotayı gösterir nitelikte. Hedefte ulusal ordulardan vazgeçip Avrupa İttifakı'na doğru ilerlemek bulunuyor. Fransa Cumhurbaşkanı bu sıkı bağı finanz sektörü için de hedefliyor. Tek bir AB Maliye Bakanı, tek bir Euro Bölgesi Bütçesi olsun isteniyor. Merkel bu zengin menüyü ancak Almanya'daki genel seçimden sonra masaya getirebileceğini söylüyor. Özetle ortak bir Avrupa yemeği kotarılmış durumda. Bu da Donald Trump'ın ekstra isteklerine karşı iyi bir fırsat anlamı taşıyor. Ama burada AB üyesi ülkelerin de pişmiş aşa su katmamaları lazım. Şef aşçı 'Mercon' bunun böyle olmaması için çaba gösterecektir." 

ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya bağlantılarından dolayı ağır baskı altına giren büyük oğlu Donald Trump Junior, 2016 yılındaki başkanlık seçim kampanyası sırasında bir Rus avukatla yaptığı buluşmayı savundu. Rheinpfalz gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:

"Aptallığından mı, yoksa pişkin olduğundan mı bilinmez ama Donald Junior kırmızı çizgiyi aştı. Başkanlık seçimi sırasında rakip politikacıyı yabancıların yardımıyla gözden düşürmeye çalışmanın ABD'deki seçim düellolarının kurallarına aykırı olduğu onu herhalde hiç ilgilendirmiyor. Bir acemi yanlışına mı düştü acaba? Yoksa saf ama suçsuz mu? Oğul Trump'ın kendini aklama girişimi insana pek inandırıcı gelmiyor. Baba Trump'ın da Moskova'nın teklifinden haberdar olmadığını düşünmek de olası değil. Oğlunun Rus kadın avukat ile görüşmesinin hemen ardından baba Trump'ın Hillary hakkında son derece önemli bilgiler olduğunu söylemesi ve bunları yakında kamuoyuna açıklayacağından bahsetmesi bir rastlantı olabilir mi?"   

Nobel Barış Ödülü'ne sahip Çinli insan hakları savunucusu Liu Şiabao tutuklu bulunduğu sırada kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Şiabao, 2009 yılında 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Reutlinger General-Anzeiger'in yorumu: 

"Liu Şiabao yaşamını yitirdi. Rejime karşı mücadelesinde büyük gücünü kanıtladı ve kendisine karşı beslenen tüm düşmanlıklara, adaletsizliklere ve yıllarca süren tutukluluk koşullarına direniş gösterdi. Ona işkence edenlere hiçbir kötü söz söylemedi, kimseyi isyana ya da şiddet eylemine çağırmadı. Liu Şiabao aşkla nefrete karşı savaştı. O Asyalı bir Nelson Mandela'ydı. Uysallığı onu güçlü kıldı." 

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe