Londra'dan arkadaşım Yıldız bu yazın büyük bir kısmını Çeşme'de geçirdi. Bende geçen hafta davetlisi olarak atladım Kamil Koç'a İzmir aktarmalı gittim yanına. Kız kıza tatil yapmayı nasıl özlemişim hele kafalar ve zevklerde uyuyorsa geçirdiğin vakit daha da zevkli oluyor. Bazı yerler sezon bittiği için kapanmıştı ama hala Alaçatı'da bir kaç bar, kafelerin de çoğu açık.

Biblos otel kapanmış sadece Spa'sı açıktı ben kısa tatillerde vaktimi Spa'da harcamak istemediğim için bahçesinde Tiramisu yedik, birkaç foto çektik ayrıldık. Zaman az olunca mekanlarda fazla kalma lüksünde olmuyor. Alaçatı'nın rengarenk, sanat dolu, dar sokaklarında dolaşmak çok keyifli. Sonbahar ve koronavirüs dolayısıyla fazla kalabalık yoktu ama yine de boş sayılmaz havaların da iyi olmasıyla denize bile girme fırsatım oldu.

Hatta Yıldız beni denizden zorla çıkarttı. Akşamları Limon barda içkilerimizi içip dans ettik. Koronavirüs kapsamında gelen yasalarla mekanlarda müzik gece yarısı kesilmek zorunda olması  yüzünden Alaçatı gecelerine aktık diyemeyeceğim ama yinede çok güzel vakit geçirdik. Alaçatı kahvaltısıyla meşhurdur bilirsiniz.

Pazar günü köy kahvaltısı için Çiftlikköyde bir otelde semaverli çay eşliğinde şahane bir kahvaltı ettik arkasındanda Çeşme Marina'da kahve keyfi... Geçen haftaya kadar meşhur Reyhan pastanesini bilmiyordum. Ben hala İzmirde ki Sevinç'te dondurulmuşum cahiliyet işte. Yıldız benim tatlıya ne kadar düşkün olduğumu bildiği için hem Reyhana hemde Arpege'ye götūrdü. Program çok yoğun vakit az olunca Alaçatı'nın meşhur kumrusundan yiyemedim oda başka bir tatile kaldı. Alaçatı bahane arkadaşlıklar şahane...
Haftaya görüşmek üzere..