Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından parti içinde yaşanan gelişmeler ilginçtir. Özellikle MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden ayrılıp, milletvekili olmak istemesi ve Erdoğan’ın artık parti içinde de dinlenmemeye başlaması da “AK Parti’de neler oluyor?” sorusunu gündeme getirmeye yetiyor.

Eğer ortada danışıklı-dövüş yoksa Başbakan Davutoğlu’nun parti içinde Erdoğan’ın gölgesinden kurtulup, kendi kadrosunu oluşturmaya başladığını söyleyebiliriz. Bunun ilk adımı MİT Müsteşarı’nın istifası ile atılmıştır.

Erdoğan’ın ısrarla “İstifasını doğru bulmuyorum. Benim sır küpümdü” dediği Hakan Fidan için, Başbakan Davutoğlu’nun “Sözlerimin arkasındayım. Hakan Fidan, kendisine verilecek her görevi başarı ile yerine getirebilecek kapasitede bir arkadaşımızdır” demesi de bir meydan okuma değil de nedir? Çünkü Erdoğan’ın tüm çabalarına rağmen, Hakan Fidan tercihini Davutoğlu’ndan yana yapmıştır.

Erdoğan Hakan Fidan konusunda daha fazla ileriye gidemez ve baskı yapamaz diye düşünüyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın “sır küpüm” dediği Fidan’daki sır bilgiler bunu her zaman engelleyecektir. 

Adının yazılmasını istemeyen bir AK Parti Milletvekilinin şu sözlerinin altını çizmek istiyoruz:

“Özellikle parti içinde Erdoğan’ a yakın bazı isimler var. Davutoğlu bu isimlere mesafeli davranıyor. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, keskin dilleri ile kamuoyunda da rahatsızlık yaratan bazı milletvekilleri ilk etapta tasfiye edilecek isimlerdir. 7 Haziran seçimleri bu açıdan hem Davutoğlu, hem AK Parti hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından önemli hale geliyor. Davutoğlu, kafasındakileri hayata geçiremedi. Bunların çoğu Cumhurbaşkanı tarafından engellendi. Bu durum, parti içinde de rahatsızlık yaratıyor. Başbakan bu nedenle sıkışıyor ve rahat hareket edemiyor. “

Perde arkasında da çalışmaların var olduğu söyleniyor. İddialara göre, Erdoğan karşıtı iş dünyası, Cumhurbaşkanı’nı iyice yalnızlaştırmak için el altından Davutoğlu’na destek veriyor. 

Dikkat edilecek olursa, AK Parti içinde Cumhurbaşkanı’na karşı çıkan bazı bakanlar ve açıklamalar da olmaya başladı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Merkez Bankası Başkanı’na ve politikalarına destek çıkan açıklamaları da Cumhurbaşkanı’nın görüşleri ile ters düşmüyor mu?

Demek ki artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her söylediği anında yerine getirilmiyor. 

Saraya yakın çevrelerin ifadelerine de bakacak olursak, Erdoğan, Başbakanlık dönemindeki çevresindeki kalabalıkları arıyor. Saraya kapanmış olmak kendisine rahatsızlık veriyor. Buradan tek çıkış yolu Başkanlık, ya da yarı başkanlık sistemi olacak. Bunu kazanması halinde zaten Davutoğlu tasfiye edilmiş olacak. 

Başbakan Davutoğlu Başkanlık sistemine destek veriyor mu? Şu anki görünümü “Evet, ben de Başkanlık sisteminden yanayım” şeklinde değil. Konuya sıcak bakmıyor. Bunun sonucunun nereye varacağının bilinci içinde. Bu nedenle bu konuda kesin bir tavır da ortaya koymadı. Bundan sonra neler olur, nasıl bir gelişmeyle karşı karşıya kalırız bunu da ilerleyen süreçte göreceğiz.

AK Parti içinde de partiçi muhalefet giderek büyüyor. Bunu da yapılan açıklamalardan anlıyoruz. İktidar partisinde bir sarsıntı yaşanıyor. Davutoğlu bunun önüne geçebilir mi, bu saatten sonra bu konuda da kesin bir şey söylemek mümkün değil. 

Para politikaları, Dolar’daki yükseliş, enflasyon rakamlarında tırmanışa geçiş beklentisi, dış politikadaki sıkıntılar bugünkü hükümetin de en büyük sıkıntıları olarak gösteriliyor. Erdoğan, aynı zamanda Merkez Bankası’na sık sık müdahale etmesi ile de tartışılıyor ve tepki çekiyor. 

AK Parti içinde bazı milletvekillerin Erdoğan’ın baskısı ile Bank Asya’ya uygulanan girişimlerden rahatsız oldukları, bu konudaki rahatsızlıklarını da kapalı kapılar ardında Başbakan Davutoğlu’na ilettikleri de iddia ediliyor. 

Bir başka iddia da şöyle:

Tartışmalı şekilde Bank Asya operasyonuna imza atan BBDK ve TMSF Başkanlarına milletvekilliği sözü verildiği halde, bu iki önemli kuruluşun Başkanlarına istifa ettirilmedi. Özetle bu iki kurumun başkanı ortada kalmış oldu. BBDK ve TMSF’nin başındaki isimlerin Erdoğan’a yakın oldukları da söyleniyor. 

Daha açık bir ifade ile artık Cumhurbaşkanı’nın parti içinden elini eteğini çekmesi isteniliyor. Bunun anlamı da AK Parti içinde bile Başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine karşı olan milletvekillerin var olduğunu gösteriyor. AK Parti içinde ağır bir disiplin uygulandığı için bu konuda hiç kimse sesini yükseltemiyor. Ancak kafalardan geçenlerin çok farklı olduğu da görülebiliyor.

Görebildiğimiz kadarı ile AK Parti içinde tartışmalar ve kaynamalar daha da sürecek. Özellikle 7 Haziran seçimlerine girecek aday adaylık listelerinin hazırlanması sonrasında bu tartışmaları istifalara kadar gidebileceğini de sanıyoruz. AK Parti’nin kan kaybettiğini son yapılan kamuoyu araştırmalarından da görebiliyoruz. Bazı kamuoyu araştırma grupları son yaptıkları araştırmalarda iktidar partisinin oylarının yüzde 38’lere kadar düşüş gösterdiğini söylüyor.