ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, 'Cumhurbaşkanımız öncülüğünde Türkiye artık insanlığın adil ve gür sesi olmanın da ötesine geçerek, Kafkaslar'dan Akdeniz'e, Balkanlar'dan Afrika'ya kadar insanlığın yanında, insanlık adına taraf olarak, kimi zamanlar bu yolda tek başına kalmayı da göze alarak, kriz bölgelerine barış, adalet ve huzur götürebilen başlıca aktörlerden biri haline gelmiştir.' dedi.
Yalçın, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'İnsanlık İçin Güçlü Türkiye' programında konuştu.
Türkiye'nin 23 yıllık AK Parti iktidarlarıyla insan hakları alanında tarihi devrimlere imza attığını ve yıllar içinde bir huzur ve istikrar abidesine dönüştüğünü belirten Yalçın, şimdi ise ufukta küresel insanlık vizyonu ve dünya düzeni olduğunu söyledi.
'Cumhurbaşkanımız öncülüğünde Türkiye artık insanlığın adil ve gür sesi olmanın da ötesine geçerek, Kafkaslar'dan Akdeniz'e, Balkanlar'dan Afrika'ya kadar insanlığın yanında, insanlık adına taraf olarak, kimi zamanlar bu yolda tek başına kalmayı da göze alarak, kriz bölgelerine barış, adalet ve huzur götürebilen başlıca aktörlerden biri haline gelmiştir' ifadesini kullanan Yalçın, eğer bugün Karabağ'da Azerbaycan bayrağı özgürce dalgalanıyorsa, Kafkaslar'da kalıcı bir barış umudu doğmuşsa, bunda Türkiye'nin adaletten yana, kardeşlikten yana takındığı güçlü ve kararlı tavrın inkar edilemez bir rolünün olduğunu vurguladı.
Hasan Basri Yalçın, şunları kaydetti:
'Libya bir iç savaştan kaçınabilmişse, Doğu Akdeniz'i kendi emellerine göre şekillendirmek isteyenler durdurulabilmişse, bu, Türkiye'nin meşruiyete verdiği önem ve dostlarına verdiği güven sayesinde olmuştur. Ukrayna savaşının ortasında Afrika'ya tahıl koridoru açılabildiyse, bu, Türkiye'nin insani değerlere dayalı soğukkanlı çabaları ve tarafların Türkiye'yle olan samimi diyaloğu sayesinde mümkün olmuştur. Etiyopya ve Somali Ankara'da bir barış anlaşması imzalayabilmişse, bu, Türkiye'ye duydukları saygı ve ilgi sayesinde olmuştur. Eğer bugün Suriye özgürlüğüne kavuşmuş ve iç savaş son bulmuşsa, bu da Türkiye'nin tam 13 yıl boyunca tüm dış güçlere karşı Suriyeli komşularına verdiği destek sayesinde gerçekleşmiştir.'
- 'Türkiye, Gazze'nin sesi ve nefesi oldu'
Örnekleri artırmanın mümkün olduğuna işaret eden Yalçın, Türkiye'nin son olarak, soykırıma maruz kalan Gazze'nin de sesi ve nefesi olduğunun altını çizdi.
Bölgesel işbirliğinin inşasında ve New York'ta 9 devletin tek bir masa etrafında toplanmasında Türkiye'nin paha biçilmez katkıları olduğunu vurgulayan Yalçın, 'Belki de bu nedenle Gazzeliler ateşkes teklifleri önüne geldiğinde, kendilerine destek çıkmakta tereddüt edenlere veya ürkek davrananlara değil, ilk günden itibaren tüm Gazze'ye sahip çıkan Türkiye'ye güvenerek, ateşkes müzakerelerine dahil oldular.' ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İnşallah önümüzdeki günlerde de Türkiye, Gazze'nin garantisi olmaya devam edecek, bağımsız Filistin Devleti işler hale gelene kadar, Kudüs özgürlüğüne kavuşana kadar kardeşlerine desteğini sürdürecektir. İlk günden Hamas'ı 'terörist' ilan etme telaşına düşenler, Gazze'nin Erdoğan ismine olan güvenini ve Türkiye'nin Şarm el Şeyh'te oturduğu masayı ve masadaki konumunu hiçbir zaman anlamayacak, inşa edilen dış politikanın insanlık boyutunu hiçbir zaman kavrayamayacaktır.'
- 'İşte bunun adı güven diplomasisidir'
Yalçın, bütün bu insani ve diplomatik zaferlerin ve barış inşa edebilme kapasitesinin arkasında üç unsurun olduğunu belirterek, şu görüşleri paylaştı:
'Birincisi, tüm dünyada Türkiye'nin niyetlerine güven vardır. Çünkü Türkiye bütün adımlarını insanlık, barış, adalet prensipleri çerçevesinde atar. Haklıdan ve mazlumdan yanadır. Zulmün ve sömürünün karşısındadır. İkincisi, Türkiye'nin sözüne güven olur. Rusya, Hamas, ABD, Somali, Etiyopya, Ukrayna veya diğer uluslararası aktörler: Hepsi bilir ki, şayet Erdoğan bir söz veriyorsa, gereğini yapacaktır. Üçüncüsü, Türkiye'nin gücüne güven olur. Dostları zor zamanlarında Türkiye'nin kendilerine destek verebilecek bir kapasiteye sahip olduğunun farkındadır. Rakipleri de Türkiye'nin caydırıcı ve zorlayıcı gücünün ne anlama geldiğini her yeni olayda tecrübe ederek öğrenmektedir. İşte bunun adı güven diplomasisidir. Sayın Cumhurbaşkanım, hem özüne hem sözüne hem de gücüne güven duyulan, gurur verici bir Türkiye'yi, adım adım inşa ettiğiniz için size şükranlarımızı sunarız.'
İnsanın ve insanlığın değersizleştirilmeye çalışıldığı bir çağda, böylesi bir Türkiye'nin hem yakın coğrafyasına hem de kendi vatandaşlarına nasıl huzurlu ve müreffeh bir gelecek vadettiğinin farkında olduklarını aktaran Yalçın, 'Bu nedenle insanlık için güçlü Türkiye hedefinde sizin öncülüğünüzde yılmadan, yorulmadan, daha adil bir dünya ve daha güçlü bir Türkiye için koşturmaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.' diye konuştu.




