Soma’da yaşanan faciayı millet olarak yüreğimizde hissettik, acımızı gözyaşlarımızla dindirmeye çalıştık. Kolaylıkla unutulmayacak çok büyük ve derin bir matem yaşadık. Soma’da yaşananlar dışarıda daha çok magazin haberleri ile geçiştirildi. Başbakan’ın olay yerinde yuhalanması, danışmanının yere düşen bir vatandaşı tekmelemesi, korumaların bazılarını yumruklaması dış basın için daha öne çıktı.

Soma’da yaşanan ihmal ve kargaşalarda da fotoğraf kareleri ile dünya kamuoyuna Soma gerçekleri anlatılmaya çalışıldı.

Yaşadığımız bu felaketi yüreğiyle paylaşanlar olmadı mı? Bizim gibi yas tutup, gözyaşı akıtanlar olmadı mı? Hiç kuşkusuz oldu. Bunu bize bizim kadar yakın olan Azerbaycan halkında gördük. Azerbaycanlılar, medyası ile milletvekilleri ile sokaktaki vatandaşları ile Soma’daki faciayı en az bizim kadar yüreklerinde hissettiler, en az bizim kadar üzüldüler ve yanımızda yer aldılar. Milli yas ilan edip, bayraklarını yarıya indirdiler.

Dış ülkelerin böylesi felaketler karşısında “Yardıma ihtiyacını varsa biz hazırız” açıklamalarını hep klişeleşmiş açıklamalar olarak gördüğümüz için bunları dostluk ve samimiyetin dışında değerlendiriyoruz.

TÜRK’E DOST OLMAK

Diğer Türk Dünyası ülkeleri de aynı duyarlılığı, hassasiyeti gösterdiler. O nedenle, bizim her zaman söylediğimiz “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” söylemimiz bir kez daha görüldü. Acılarımız az da olsa hafifledi. Bu sıcaklık, bu destek, bu kucaklaşma öyle sanıyoruz ki bundan böyle bizi daha sağlam bağlarla birbirimize bağlayacaktır. Aynı şekilde Türk Dünyası’nın sosyal medyadaki paylaşımları da bu duyarlılığı ortaya koymaktadır.

Bir kez daha gördük, yaşadık ve yazmak istiyoruz:

Her ortamda destek verdiğimiz, sorunlarına ve sıkıntılarına ortak olduğumuz, koştuğumuz Arap ülkelerinin bu milletçe yaşadığımız faciada yanımızda olmamaları, yasımızı paylaşmamaları, bizden uzak durmaları ve ortada hiçbir şey olmamış gibi normal hayatlarını sürdürmeleri bir gerçeği daha ortaya koymuştur. Arap milletinin Türk’ü sevmediğini biliyorduk, bunu Soma faciasındaki tutumları ile bir kez daha görmüş olduk.

Bazılarının kerhen açıkladığı “üzüntü duyduk” sözlerinin inandırıcılıktan uzak olduğunu da söylemliyiz.

                                                          CAN AZERBAYCAN

                                                           Bakın, samimiyet Azerbaycan halkının tutumu, davranışı, ortaya koyduğu inandırıcılıkla olur. Eğer, Azerbaycan “Biz tek milletiz” diyerek yas ilan ediyorsa, acıyı yüreğinin ta ortasında yaşıyorsa, en az bizim kadar gözyaşı döküyorsa, yardım kampanyalarına bizimle birlikte hareket ediyorsa bizim için geçerli olan budur.

                                                           Soma’da meydana gelen faciadan bu yana Azerbaycan medyasını da yakından takip ediyoruz. Yazılan yazılar, verilen haberler, ortaya konulan üzüntüler Türkiye’de yaşananlarla öylesine örtüşüyor ki, sanki biz ne yaşıyorsak, bu kardeş ülkedekiler de aynısını yaşıyor. Sanki olay Soma’da değil de, Azerbaycan’ın herhangi bir noktasında olmuş gibi görüntü sergileniyor. Bu üzüntü ve sıkıntıyı böylesine yüreklerinde yaşıyorlar, daha ne denir ki?

 Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’yı Türkiye’de tanımayan yoktur sanıyoruz.

Tam bir Türkiye ve Türk dostu olan Paşayeva, maaşını Soma’ya bağışlayarak tüm Azerbaycan milletvekillerine öncülük etti.

Azerbaycan’ın Milli Yardım Kuruluşu Qızıl Aypara Cemiyeti’ne hemen hemen tüm Azerbaycan milletvekilleri maaşlarından bir kısmını Soma’ya gönderilmek üzere bağışlamışlar. Ülke çapında da yardım kampanyasının hızla yayıldığı haberlerini alıyoruz. Acı böyle paylaşılır, destek böyle verilir, yaşanan sıkıntılar kısa sürede böylesi dayanışmalarla atlatılır.

ACI BÖYLE PAYLAŞILIR

Paşeyave, resmi internet sitesinden de şu duyuruyu yapıyor, sizlerle paylaşmak

istedik:

  “Soma’ya ulaştırılmak üzere maaşımın bir kısmını bağışladım. Benimle birlikte bazı milletvekili arkadaşlarım da bu konuda desteklerini esirgemediler. Kısa sürede bütün milletvekili arkadaşlarım da bize katılacakladır. Soma’ya destek için bütün dostlarımızı söz konusu kampanyaya katılmaya davet ediyorum. Yaşananlar bizim ortak acımızdır.

Başta Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev olmak üzere devletimiz ve halkımız kardeş Türkiye’nin acısını kendi acısı gibi yaşamakta ve paylaşmaktadır.”

 

 Burada önemli olan samimiyet, acıların paylaşılması, gösterilen öz veri ve manevi destektir. Yardım kampanyası ile bunun desteklenmesi de ayrıca takdir edilmesi gereken bir hareket olarak değerlendirilmelidir. Acıların paylaşılması, yasımıza ortak olunması, kader birliğinin yanında olunması işte böyle olunur. Azerbaycan, Soma’da yaşananlar konusunda da “İki devlet tek millet” olgusunu ortaya koymuştur, örnek olmuştur.