İSTANBUL (AA) - Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, yeşil finansın Türkiye'nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir bir temele oturtmasının en etkili yollarından biri olacağını belirterek, 'Çevre ve iklimle uyumlu ilerleyen bir kalkınma anlayışı, uzun vadede verimliliği ve kaynakların doğru kullanımını da beraberinde getirecektir.' dedi.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ile UN Global Compact Türkiye işbirliğinde düzenlenen 11. Sürdürülebilir Finans Forumu, bu yıl 'İklim ve Kalkınma Hedeflerine Uyumlu Finans' temasıyla İstanbul Finans Merkezi VakıfBank Konferans Salonu'nda başladı.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, açılışta yaptığı konuşmada, sürdürülebilirliğin tüm politika alanlarının ortak paydası haline geldiğini belirterek, 'Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak bizler de bu dönüşümün gerektirdiği sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Özellikle sürdürülebilir finans alanında hem güçlü hem yön verici bir rol üstlenmeyi hedefliyoruz.' ifadesini kullandı.
Bu doğrultuda önemli adımlar attıklarını dile getiren Çelik, bakanlık bünyesinde müstakil bir sürdürülebilir finans dairesi kurulduğunu söyledi.
Çelik, değişen politika görünümü, jeopolitik gerginlikler ve ticarette artan korumacılığın küresel ekonomide belirsizliğin yüksek seviyede seyretmesine neden olduğuna işaret etti.
Uygulanan programın nihai amacının kalıcı refah artışını sağlamak olduğuna dikkati çeken Çelik, 'Bu kapsamda makroekonomik ve finansal istikrarın güçlenmesi, mali disiplinin korunması ve fiyat istikrarının kalıcı bir şekilde tesis edilmesi hedeflenmektedir. Türkiye ekonomisi 2024'te yüzde 3,3 büyüme kaydetmiş, milli gelir yaklaşık 1,4 trilyon dolara ulaşmış, kişi başına milli gelir ise 15 bin doların üzerine çıkmıştır. Büyüme 2025'in ilk üç çeyreğinde tüketim ve yatırımın dengeli seyriyle yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir. Üçüncü çeyrekte gerçekleşen göstergeler ile dördüncü çeyrek öncü göstergeleri de ekonomik aktivitedeki ılımlı seyre işaret etmektedir.' diye konuştu.
Çelik, maliye politikasında disiplinli duruşun sürdüğüne işaret ederek, deprem harcamalarının etkisine rağmen bütçe açığının milli gelire oranının 2024'teki yüzde 4,7 seviyesinden bu yıl 3,6'ya gerilemesini öngördüklerini dile getirdi.
Toplam borçluluk göstergelerine bakıldığında Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler ve dünya ortalamasına göre olumlu ayrıştığının görüldüğünü ifade eden Çelik, borçluluk oranlarının, ülkenin uluslararası konjonktürde ve yurt içinde meydana gelecek dalgalanmalara karşı da kırılganlığını azaltan önemli bir tampon görevi gördüğünden bahsetti.
- 'Dış finansman tutarı 15 milyar doları aştı'
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Çelik, enflasyon beklentilerinin geçici olarak dalgalansa da iyileşmeyi sürdürdüğünü belirterek, uygulanan programla makro finansal istikrarın güçlendiğini söyledi.
Artan iklim risklerinin ülkeleri ve finansal kuruluşları kaynak tahsisinde daha uzun vadeli çevre dostu ve düşük karbonlu stratejiler benimsemeye yönlendirdiğini dile getiren Çelik, dünya genelinde ülkelerin büyüme stratejilerini iklim politikalarıyla uyumlu hale getirdiğini belirtti.
Çelik, Paris Anlaşması'nın küresel hedeflerine ulaşmanın yatırımların yönünü düşük karbonlu ve iklime dirençli bir büyüme patikasına çevirmeyi gerektirdiğini dile getirerek şunları ifade etti:
'Bugün artık hem ülkeler hem de çok taraflı kalkınma bankaları finansman kararlarını Paris Anlaşması'nın hedefleriyle tam uyumlu bir perspektifle şekillendirmektedir. Küresel finansal mimari iklim dostu yatırımları önceleyen yeni bir döneme girmiştir. Türkiye olarak biz de bu dönüşümün aktif bir parçasıyız. Kalkınma işbirliklerimizi Paris Anlaşması'nın hedefleri doğrultusunda yeniden konumlandırıyoruz. Sağladığımız dış finansman kaynaklarının iklim amaçlarımızla uyumlu olmasına önem veriyoruz. Bu doğrultuda bakanlığımız uluslararası finans kuruluşlarıyla yakın işbirliği içinde ülkemizin kalkınma önceliklerine hizmet eden finansman modellerini etkin bir şekilde hayata geçirmektedir. 2025 içinde Bakanlığımız aracılığıyla uluslararası finansal kuruluşlardan sağlanan dış finansman tutarı 15 milyar doları aşmıştır.'
Ülkenin uluslararası finansal kurumların sağladığı finansmandan başarılı bir şekilde faydalandığını ve örnek projeler hayata geçirdiğini söyleyen Çelik, Türkiye Yeşil İhracat Projesi'ne ilişkin bilgi verdi.
- 'Yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımın harekete geçmesini planlıyoruz'
Çelik, ülkenin iklim yatırım fonlarının önemli gelişmelerinden sanayinin karbonsuzlaştırılması programına dahil olduğunu belirterek, 'Hazırlıklarını sürdürdüğümüz yatırım planıyla 250 milyon dolara kadar imtiyazlı iklim finansmanına erişmeyi ve EBRD, Dünya Bankası, IFC ve Asya Kalkınma Bankası işbirlikleriyle toplamda yaklaşık 1 milyar dolarlık bir yatırımın harekete geçmesini planlıyoruz. Bu kaynak, çelik, çimento, alüminyum ve gübre gibi yüksek emisyonlu sektörler başta olmak üzere sanayimizin yeşil dönüşümüne de önemli katkı sağlayacaktır.' diye konuştu.
Yeşil tahvil ihracı yoluyla sağlanan 2,5 milyar dolarlık finansmanın tamamının temiz ulaşım, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir su ve atık su yönetimi gibi yeşil projelerin finansmanı için kullanıldığını anlatan Çelik, sürdürülebilirlik temalı tahvil ihraçlarına devam edilmesini de planladıklarını söyledi.
Çelik, 'Ulusal Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı'nın temel olarak şeffaf ve ölçülebilir bir yeşil finans ekosistemi için gerekli altyapının oluşturulması, yeşil finans alanında kurumsal kapasitenin ve beşeri sermayenin güçlendirilmesi ve yeşil finansın ülkede gelişimine yönelik piyasa mekanizmalarının oluşturulması amaçlarına da hizmet edeceğini belirtti.
Avustralya ile yürütülecek COP31 sürecine de değinen Çelik, şunları kaydetti:
'Yeşil finans Türkiye'nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir bir temele oturtmasının en etkili yollarından biri olacak. Çevre ve iklimle uyumlu ilerleyen bir kalkınma anlayışı uzun vadede verimliliği ve kaynakların doğru kullanımını da beraberinde getirecektir. Bu yaklaşım finansal sistemimizi daha güçlü ve dirençli hale getirirken yatırımcının güvenini pekiştirecek ve toplumsal refahı da artıracaktır.'
- 'Güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek için tek sınır 1,5 derece'
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel de Türkiye özelinde 2053 Net Sıfır hedefi doğrultusunda yaklaşık 650 milyar dolarlık yeşil dönüşüm finansmanı ihtiyacı bulunduğunu belirterek, 'Bu rakam, sürdürülebilir finansın stratejik önemini doğrudan ortaya koyuyor. Küresel piyasalar da bu yönde hızla evriliyor. Karbon piyasalarının kısa sürede yüzde 160'tan fazla büyümesi ve yeşil tahvillerin 2025'te 1,2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.' ifadesini kullandı.
UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Kayabaşı da zirvede yalnızca finansın geleceğini değil ekonominin ve gezegenin geleceğine yatırım yapmanın ne anlama geldiğini de yeniden tarif edeceklerini dile getirerek, 'Eğer mevcut gidişatla ilgili hiçbir şey yapmasaydık dünya 4 derecenin üzerinde bir ısınma patikasındaydı. Bugün yürürlükteki politikalarla yaklaşık 3 derece, ülkelerin sunduğu iklim politikaları tam uygulanırsa 2,6 derece ısınma öngörülüyor. Güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek için tek sınır 1,5 derece.' diye konuştu.
İklim ve kalkınma hedeflerine uyumlu yatırım akışları, geçiş finansmanı, sosyal etki yatırımları, karbon piyasaları, yeşil tahviller ve dijitalleşme konularının ele alınacağı zirvede, 'Geçişin Finansmanı: Riskten Fırsata Dönüşüm', 'SKA Yatırımları -Amaçtan Etkiye' panelleri de düzenlenecek.





